Esas No: 2021/4058
Karar No: 2022/183
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4058 Esas 2022/183 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/4058 E. , 2022/183 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ...Eczanesi’nin sahibi olduğunu, ... isimli hastaya ait 1 adet e- reçetede yazılı ilaçların 27.10.2015 tarihinde ... isimli yakını tarafından eczanesinden alındığını, ancak hastanın söz konusu reçeteyi yazdırmadığını Kuruma beyan etmesi üzerine davalı tarafından 28/07/2016 tarihli yazı ile Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 5.3.10. maddesi uyarınca kuruma kasıtlı olarak sahte reçete fatura ettiği gerekçesiyle yazılı olarak uyarılmasına, 7.866,68TL reçete bedeli, 374,36TL yasal faizi ve reçete bedelinin 10 katı olan 78.666,80TL ceza şartın tahsiline karar verildiğinin bildirildiğini ileri sürerek davalı kurumun bu işleminin haksız olması nedeniyle iptalini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; " dava konusu reçete sahibi ...’ın kızı tanık ... ve hasta yakını olarak ilaçları alan kişi olduğu iddia edilen tanık ... davacı eczaneden ilaç almadıklarını beyan etmiş ve reçeteler medula sisteminden verilip alıcıdan imza alınmadığı için tanık beyanı teyit edilemediğinden iki ayrı kaynaktan olan ve birbirini destekleyen beyanlara itibar edilmiştir. Diğer tanık ... ise davacı ile menfaat birlikteliği olan ve yüzlerce müşteriden biri olan tanıkları hatırlaması imkanı olmayıp, genel uygulamayı tekrar edeceği kanaatiyle beyanına itibar edilmediğinden alınan bilirkişi ek raporuna itibar edildiği " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; eczacının kendisine ibraz edilen e-reçetenin usulüne uygun olup olmadığı ve elektronik kaydının olup olmadığını belirleme dışında teknik anlamda sahtecilik araştırması yapmasının mümkün olmaması, davacının davaya konu 1 adet faturayı kasıtlı olarak kuruma fatura ettiğine ilişkin somut bir tespitin olmaması nedeniyle kurum işleminin protokolün ilgili hükümlerine aykırı olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, davanın kabulü ile Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 28/07/2016 tarih ve 19966705 - 9340117010094 - E. 4125584 sayılı yazısı ile düzenlenen yazılı uyarı ve 86.907,84 TL para cezasının iptaline, davacının davalıya 86.907,84 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 5.3.10. maddesine aykırı şekilde Kuruma sahte reçete fatura edip etmediğine ilişkindir.
Davacı hakkında Kuruma sahte reçete faturalandırdığı gerekçesiyle uygulanan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 5.3.10. maddesi yönünden davacı ve reçeteyi yazan doktor hakkında ceza yargılaması yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar hukuk hakimi T.B.K. 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değilse de mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğundan uyuşmazlık konusu reçetelere ilişkin bu ceza yargılamalarının sonuçlanması beklenmelidir. Bu husus gözardı edilerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2021 tarih 2019/1417 E. 2021/212 K. sayılı kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.