Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2223
Karar No: 2013/9632

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2223 Esas 2013/9632 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/2223 E.  ,  2013/9632 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    1983 yılında yapılan kadastro sırasında, ... Mahallesi, ... Mevkii, 146 ada, 6 parsel sayılı 25.379 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, K.Sani 1321 tarih 3, Haziran 1940 tarih 8, Şubat 1944 tarih 2, Şubat 1946 tarih 4 sıra numaralı tapu kayıtları revizyon gösterilerek ve tutanağın iktisap sütununda "1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası içinde kaldığı ve 1979 yılında yapılan aplikasyonda taşınmazın durumunun sonradan belli olacağı" belirtilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilip kadastro komisyonuna sunulmuştur. Kadastro komisyonunca 27.01.1984 tarihli kararla 146 ada 6 parselin 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastro sınırları içinde kaldığı, gerçek kişilerin dayandıkları tapu kayıtlarının taşınmazı kapsamadığı, orman kadastro komisyonunca orman rejimi dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tarla niteliği ile Hazine adına tespite karar verilmiş, itirazsız kesinleşmekle Hazine adına tapuya tescil işlemleri yapılmıştır.
    Davacı ... ..., 27.08.1984 tarihli dilekçe ile 146 ada 6 parselin 15 dönümlük bölümünün ...’dan miras yoluyla kendisine intikal ettiği iddiasıyla; ... ve arkadaşları 27.10.1992 tarihli dilekçe ile irsen intikal ve Şubat 1944 tarih ve 2 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak çekişmeli taşınmazın .... oğlu ... mirasçıları adlarına tapuya tescili istemiyle, ayrı ayrı dava açmışlar, hukukî bağlantı sebebiyle dava dosyaları H.M.U.K.’nun 45. maddesi uyarınca birleştirilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın sınırlarında orman bulunduğu, dayanak tapu kayıtlarının değişir sınırlı olduğu gerekçesiyle davanın reddine yönelik verilen kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.11.1995 gün ve 11840-14062 sayılı bozma kararında; “Çekişmeli taşınmazın 99 m2 yüzölçümlü bölümünün 24.09.1948 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı belirlendiğinden, bu yere yönelik açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak orman tahdidi dışında kalan yer hakkında yapılan inceleme ve araştırmanın yeterli olmadığı, davacıların dayandıkları tapu kaydının yöntemine uygun olarak yerel bilirkişi ve tanıklar yardımıyla fen bilirkişi aracılığıyla zemine uygulanması, komşu parsellerin tutanakları ve varsa dayanak belgeleri getirtilerek bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğunun denetlenmesi, tapu kaydı kapsamı dışında kalan yerlerde 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın 99,90 m2 yüzölçümlü bölümünün 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarılarak 146 ada 9 parsel numarası ile Hazine adına tapuya tescil edildiğinden bu yere yönelik davanın reddine, geriye kalan ve imar uygulaması sonucu 613 ada 1 parsel numarasını alan 16.442,48 m2 yüzölçümlü bölümü 18 pay kabul edilerek 4/18 payı Halil oğlu ..., 3/18 payı ..., 3/18 payı ...., 4/18 payı ...., 4/18 payı .... mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Dairenin 30.05.2006 gün ve 6051-7627 sayılı bozma kararında özetle; " 146 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1990 yılında yapılan imar uygulaması ile ifraz edildiği ve 4.753 m2"lik bölümünün 1 nolu imar uygulaması sahasında kaldığı ve geriye kalan 20.626 m2"lik bölümünün 22.06.1990 tarihinde Hazine adına tapuya tescilinin yapıldığı ve Hazine tarafından 19.03.1992 tarihinde ... Belediye Başkanlığına bağışladığı, 22.11.1994 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucu 4.084 m2"lik bölümün 9 nolu imar uygulaması sahasında kaldığı ve 487 ada 2 ila 9 ve 488 ada 15 parsellere ifraz edildiği, 99,90 m2 yüzölçümlü kesiminin de 02.06.1995 tarihinde ifraz edilerek 146 ada 9 parsel numarası ile arsa niteliği ile 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla orman rejimi dışına çıkarıldığı şerhi verilerek ... ... adına tapuya tescil edildiği, bu davanın devamı sırasında 146 ada 6 parselin 19.02.1995 tarihinde 16.442,48 m2 yüzölçümlü olarak ... ... adına tescil edilmesinden sonra 02.06.1995 tarihinde yapılan ifrazda 16.442,48 m2 yüzölçümlü 146 ada 8 parsel numarası verildiği, 19.03.1998 tarihinde 487 ada 2 ila 6 numaralı imar parsellerinin bir bölümü ile 146 ada 8 parselin tamamının birleştirilmesi sonucu 17.888,11 m2 yüzölçümlü 613 ada 1 parsel numarası ile aynı tarihte ... ... tarafından Hazineye satıldığı anlaşılmaktadır.
    Davalı Hazinenin temyiz itirazları 146 ada 6 sayılı parselden ifraz ve birleştirme yoluyla oluşan 613 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yöneliktir. Mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; davacıların dayandıkları tapu kaydı yönetimine uygun olarak zemine uygulanmamış, yerel bilirkişinin “tapu kaydı mevkii ve sınırları itibariyle dava konusu taşınmaza uyar" biçimindeki soyut anlatımına değer verilerek hüküm kurulmuş, hükme dayanak yapılan fen bilirkişi raporuna ekli krokide uygulanan tapu kaydında geçen ve bilirkişilerce belirtilen sınır yerleri gösterilerek keşfi izleme olanağı sağlanmamıştır. Diğer taraftan, dayanak tapu kaydında 4/18 pay sahibi ...’nin usulüne uygun olarak açılmış bir davası ve eldeki davaya katılımı olmadığı halde, ... adına da tescil kararı verilmiştir. Bundan ayrı; arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazın 3116 tahdit haritası içinde kaldığı ve kadastro tespiti sırasında da orman rejimi dışına çıkarıldığından söz edilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edildiği halde, Orman İşletme Şefliğince dosyaya gönderilen 3 ayrı orman rejimi dışına çıkarma haritasında çekişmeli taşınmazın konumu birbirinden farklı işaretlenmiştir. Bozma öncesi alınan orman bilirkişisi raporunda da tahdit ve orman rejimi dışına çıkarma haritaları ile çekişmeli parselin kadastro paftası ölçekleri eşitlenmemiş, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır noktasını gösterecek biçimde tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki çizilmemiş olduğundan, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi ve orman rejimi dışına çıkarma haritasındaki konumu belli olmadığı gibi, 613 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 17.881,11 m2 yüzölçümüyle Hazine adına kayıtlı olduğu halde, 16.442,48 m2 yüzölçümlü olarak gerçek kişiler adlarına tapuya tescil edilmesinin nedeni kararda açıklanmamış, 146 ada 6 sayılı parselden ifraz edilen 146 ada 9 sayılı parsel ... Belediyesi adına kayıtlı olduğu halde, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman rejimi dışına çıkarıldığından tarla niteliği ile Hazine adına tapuda kayıtlı olduğundan söz edilerek davacıların 146 ada 9 sayılı parsel hakkında açtıkları davanın reddine karar verilmiş ise de, bu konuda hüküm temyiz edilmediğinden yanlışlığa işaretle yetinilmiştir.
    O halde; öncelikle, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3116, 1744 ve 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastro, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkartma haritaları, işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarını askı ilân tutanakları, 146 ada 6 parsel sayılı taşınmazı ve komşularının tamamını bir arada gösterir şekilde orijinal kadastro paftası ve bu paftaya göre komşu parsellerin tapulama tutanakları ve dayanak belgeleri bulundukları yerlerden getirtildikten sonra mahkemece yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, yörede 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşmiş tahdit haritası, 1979 -1980 yıllarında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1991 yılında 3302 sayılı Kanuna göre yapılan 2/B madde haritaları ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, taşınmazların konumları duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmalı; çekişmeli taşınmazın ilk orman tahdit haritası içinde kaldığının belirlenmesi halinde tapu kaydı ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmeli, dışında kaldığının veya ilk tahdit haritası içinde olup da 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldığının belirlenmesi halinde ise, davacıların dayandıkları tapu kaydı zemine uygulanmalı, taşınmazın tapu kaydı kapsamı ve ilk orman tahdit haritası dışında kaldığının belirlenmesi halinde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması bakımından uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacının tespit tarihine kadar bağımsız 20 yıl zilyetliğinin bulunmaması halinde eklemeli zilyetler yönünden de araştırma yapılıp, çekişmeli taşınmazın 3083 sayılı Kanun uyarınca sulu veya kuru arazi olup olmadığı, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak ve hükmüne uyulan bozma kararları gereğince tarafların leh ve aleyhine oluşan usûlü kazanılmış hak da gözönünde bulundurularak, davanın tarafları ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek 17.888 m2 yüzölçümlü 613 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında bir hüküm kurulmalıdır." denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, 30.07.2009 ve 29.03.2010 tarihli krokilerde kırmızı çizgi ile gösterilen 613 ada 1 parselde 17888 m2 kısmın tapu kaydının iptali ile 4/18 hissesinin Halil oğlu ...; 3/18 hissesinin Ethem kızı Emine; 4/18 hissesinin ... ve 4/18 hissesinin ... mirasçıları adına müştereken miras hisseleri oranında kayıt ve tesciline, müşterek hissedarlar ölmüş olmakla hisselerinin davaya dahil edilen mirasçıları adına miras hisseleri oranında tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık süre içinde açılan tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1983-1984 yıllarında genel arazi kadastrosu, 1979-1980 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 27.03.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşmeyen sınırlaması yapılmamış yerlerin orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    Hükmüne uyulan bozma kararına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi kurulu tarafından yapılan araştırma inceleme sonunda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro ve 2/B sahası sınırları dışında kaldığı, hem de eski tarihli resmî belgelerde orman sayılmayan yerlerden olduğu, davacıların dayandığı K.Sani 312 tarih 3 numaralı sicilden gelen 45965 m2 yüzölçümlü, maliki davacıların miras bırakanı ... ; sınırları D: Mazak Mehmet, B: Semerci Ali, K: ve G:Yol olan tapu kaydı kapsamında kaldığı saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 05.11.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi