Esas No: 2021/8040
Karar No: 2022/142
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8040 Esas 2022/142 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8040 E. , 2022/142 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ERDEMLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak ve tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı; davalı ile aralarında 01/01/2006 tarihinden 31/12/2008 tarihine kadar mesire yeri kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin bitimi tarihinden bir gün öncesinde idareye süre uzatımı için başvuruda bulunulması ve idarenin uygun bulması halinde sözleşmenin 31/12/2012 tarihine uzatılacağının kararlaştırıldığını, işletme süresi içinde kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin uzatılmayacağının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, tesisin 31/12/2008 tarihinde boşaltılması gerektiği halde davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak ihale konusu yeri tahliye etmediğini, öte yandan davalıya teslim edilen demirbaşların eksik ve tahrip edilmiş olduğuna dair yaptırılan tespit sonucu düzenlenen raporda zararın 47.835TL olarak belirlendiğini, davalının tahliye etmediği günler karşılığında 5.243,28TL kira bedeli ve ayrıca sözleşme gereğince kararlaştırılan cezai şart bedeli olan 2.865.078TL'nin ödemesi gerektiğini, ihale konusu edilen yerin 09/12/2009 tarihinde tamamen tahliye edilerek idareye teslim edildiğini ileri sürerek; demirbaşlar için uğranılan zarar, kira bedeli ve cezai şart olarak belirlenen toplam 2.918.156,28TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 48.227TL demirbaş bedeli ile 5.243,28 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; cezai şart alacağına ilişkin talebin ise, taraflar arasındaki kira uyarlama davası, sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesine ilişkin yaptırılan 2008/88 değişik iş sayılı delil tespiti ve tahliye talebinin usulüne uygun olarak yapılmaması nedeniyle, taraflar arasındaki hukuki sürecin tahliye tarihine kadar devam ettiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş; ilk derece mahkemesinin kararı, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Davaya dayanak ihalenin, 24/04/2003 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nda belirlenen usulde yapılmış olduğu, imzalanan ilk sözleşmenin 31/12/2005 tarihine kadar olan süreyi, devamı niteliğindeki ikinci sözleşmenin ise 01/01/2006-31/12/2008 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığı anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesinin 5. maddesinde tesisin 31/12/2008 tarihinde boşaltılacağı hükmü, 66. maddesinde de; "Sözleşme müddeti sonunda ya da sözleşme şartlarına uyulmaması nedeni ile tesisin boşaltılması istenildiğinde, işletmeci tesisi hasarsız, elektrik, su, telefon ve benzeri diğer her türlü borçlardan ve işletme bedelinden borçsuz olarak 10 gün içinde idareye teslim etmek zorundadır. İşletmeci, bu sürenin sonunda boşaltmadığı takdirde, idarece boşalttırılır. On günlük idareye teslim süresinden, boşaltma tarihine kadar geçen her gün için işletmeci, işletme bedelinin güne tekabül eden miktarının (50) elli katını ceza olarak öder. " hükmü bulunmaktadır. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu cezai şart geçerli olup, tarafları bağlar.
2886 sayılı Kanunu'nun “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75. maddesinin 3 ve 4. fıkrasında; “Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde ile tahliye konusunda davacı Hazineye bir ayrıcalık tanınmıştır. Kira sözleşmesinin bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına alındığından, 2886 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir. Bu itibarla, davacı ... 2886 sayılı Kanun uyarınca kiraya verdiği taşınmazını kira süresi sonunda her zaman gerek mahkemeden gerekse de mülki amirden tahliyesini isteyebilir.
Somut olayda; kira sözleşmesinin süresi sona erdiği halde kiracının taşınmazı tahliye etmediği hususu ihtilafsızdır.
Kira sözleşmesinin 66. maddesi yukarıda açıklanan hükmü, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (B.K.) 158. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğindedir. Cezai şartı düzenleyen B.K.'nın 158/1 maddesinde; "Akdin icra edilmemesi veya natamam olarak icrası halinde tediye edilmek üzere cezai şart kabul edilmiş ise, hilafına mukavele olmadıkça, alacaklı ancak ya akdin icrasını veya cezanın tediyesini isteyebilir." düzenlemesi yer almaktadır.
Bunun yanında, BK’nın 161/1. maddesinde; "Akitler, cezanın miktarını tayinde serbesttirler." denilmekte ise de bu serbestlik sınırsız değildir. Aynı maddenin son fıkrasında yer alan; "Hakim, fahiş gördüğü cezaları tenkis ile mükelleftir." hükmü gereğince, hakim taraflarca kararlaştırılan cezai şart miktarının fahiş olup olmadığını re'sen incelemek, fahiş ise ceza miktarını tenkis etmekle (indirmekle) görevlidir. Ticari olmayan işlemlerde bu kuraldan dolayı borçlu ileri sürmese bile, hakim cezai şarttan indirim yapılıp yapılmayacağını kendiliğinden saptamalıdır. Buna karşılık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 22. maddesine göre, tacir sıfatını haiz borçlu cezai şarttan indirim isteyemez. Ancak, yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre, belirlenen cezai şart miktarının, tacir olan borçlunun mahvına ve ekonomik yıkımına sebep olacağının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi halinde cezai şart miktarında indirim yapılabileceği kabul edilmektedir.
O halde ilk derece mahkemesince; kira sözleşmesinin 2886 sayılı Kanun'un 75. maddesi gereğince sürenin bittiği 01/01/2009 tarihi itibariyle sona erdiği, davacının kiralananın tahliyesi için mülki amir yerine İİK'nın 272. maddesi uyarınca icraya başvurarak kiralananın tahliyesini istemesinin sonuca etkisinin bulunmadığı, sözleşmenin 66. maddesinde yer alan, işletmecinin taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için işletme bedelinin güne tekabül eden miktarının (50) elli katını ceza olarak ödeyeceğine ilişkin hükmün geçerli olduğu gözetilerek cezai
şart alacağının kiralananın tahliye edilmesi gereken 11/01/2009 tarihinden kiralananın tahliye edildiği tarihi olan 09/12/2009 tarihine kadarki dönem için hesaplanması; davalı kiracının tacir olduğu ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şart isteminin ekonomik olarak mahvına neden olacağı yönündeki savunması üzerinde de durularak, yapılacak yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile cezai şart istemi yönünden davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2) Bozma nedenine göre davacının, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.