
Esas No: 2021/8468
Karar No: 2022/69
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/8468 Esas 2022/69 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/8468 E. , 2022/69 K."İçtihat Metni"
Asıl davada davacı ... ve birleşen davada davacılar ... vd. ile asıl ve birleşen davada davalı .... aralarında birleştirilerek görülen tazminat davalarına dair Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20/04/2021 tarihli ve 2020/223 E. 2021/226 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 29/09/2021 tarihli ve 2021/5554 E. 2021/9218 K. sayılı karara karşı, davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ...; eşi ...ın 15/05/2009 tarihinde evlerinin damını yıkadığı sırada, yakından geçen enerji nakil hattına temas etmesi sonucu elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdiğini, olayın meydana gelmesinde davalı şirketin kusurlu olduğunu, tehlike arz eden yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden davalının kusursuz sorumluluğunun da bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 22/02/2021 tarihli dilekçe ile maddi tazminat talebini 1.731,12 TL olarak belirlemiştir.
Davalı; olayın meydana gelmesinde sorumluluğunun bulunmadığını, tarafına kusur atfedilemeyeceğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; gerçekleşen olay nedeniyle davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hüküm, davacının temyizi üzerine; Dairece verilen 13/01/2020 tarihli ve 2019/5600 E. 2020/2 K. sayılı kararla;
“...Somut olayda, olayın yaşandığı evin ruhsatsız olduğu, vefat olayından sonra da davalı kurum tarafından hattın yerinin değiştirildiği, beton elektrik direği dikildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının vefat nedeni ile doğan zarardan sorumlu olduğu açıktır.
Mahkemece; davalı kurum açısından, yapı malikinin sorumluluğuna ilişkin; davacı açısından ise, desteğin olaydaki bölüşük kusuruna ilişkin değerlendirmeler içeren, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 5. ve 27. maddelerine göre somut olayı aydınlatan, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların kusur oranlarının da gerekçeleriyle belirtildiği, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan bilirkişi raporu alınarak, varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken; eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası birleşen davada davacılar; aynı vakıalara dayanarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacılardan her biri için 10’ar TL maddi, 30.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmişler; 22/02/2021 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerini ... için 86.047,19 TL, ... için 10.077 TL, ..., için 6.154,83 TL, ..., için 2.936,50 TL, ... için ise 907,20 TL olarak belirlemişlerdir.
Bozmaya uyan mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile 1.731,12 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; birleşen davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... için 86.047,19 TL, ... için 10.077 TL, ...için 6.154,83 TL, ... için 2.936,50 TL, ... için 907,20 TL maddi tazminat ile davacılardan her biri için 5.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacılardan ...,’un maddi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine; Dairece verilen 29/09/2021 tarihli ve 2021/5554 E. 2021/9218 K. sayılı karar ile onanmış, onama kararına karşı, davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan incelemede;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İhtiyari dava arkadaşlığı” başlığı altında düzenlenen 57 nci maddesinde; “(1) Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:
a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması,”,
“ İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu” başlığı altında düzenlenen 58 inci maddesinde ise; “İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Öte yandan; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlığı altında düzenlenen 10 uncu maddesinde;
"(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.
(4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.”;
Aynı Tarifenin 13 üncü maddesinde ise;
“(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, mahkemece; maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan birleşen davada, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu gözetilerek, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10 uncu ve 13 üncü maddeleri uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren her bir davacı lehine hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden tek vekalet ücretine hükmedilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemesi nedeniyle, HUMK'nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteklerinin kabulü ile Dairece verilen 29/09/2021 tarihli ve 2021/5554 E. 2021/9218 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına ve hüküm fıkrasının vekalet ücretine yönelik (15) ve (16) numaralı bentlerinin çıkarılarak yerlerine sırasıyla;
“15- Maddi tazminat istemiyle açılan birleşen davada ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 11.986 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı ...’ya; 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı ...’e; 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı ...’a; 2.936,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı ...’e; 907,20 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı ...’ya verilmesine,”,
“16- Manevi tazminat istemiyle açılan birleşen davada ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080’er TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine,” bentlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istek halinde düzeltme isteyenlere iadesine, 18/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.