20. Hukuk Dairesi 2013/3680 E. , 2013/9690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
D. DAVALI : Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 08.05.2008 günlü dava dilekçesiyle; ...Köyü 127 ada 51, 126 ada 31, 161 ada 32 ve 35, 186 ada 29, 133 ada 1, 2 ve 3, 128 ada 87, 167 ada 12 ve 15, 172 ada 5 ve 170 ada 1 parsel sayılı taşınmazların bölgede 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı kardeşi adına tesbitlerinin yapılarak tapuya tescil edildiklerini, oysa; dava konusu parsellerin muris babalarından kaldığını ileri sürerek tapularının iptali ile kendisine de pay verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 127 ada 51, 126 ada 31, 161 ada 32 ve 35, 186 ada 29 sayılı parsellerin tapularının davacının hissesi oranında iptali ile 8/32 hisse oranında davacı adına tapuya tescillerine, 133 ada 1, 2 ve 3, 128 ada 87, 167 ada 12 ve 15 ile 172 ada 5 nolu parseller yönünden davanın reddine, 170 ada 1 nolu taşınmazın ise tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli 133 ada 1 ve 3 sayılı parsellerin tarafların ortak murislerinden kalmadığı, davalı ... tarafından dava dışı üçüncü kişilerden satın alındığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının bu parsellere yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı ... ve davalı ...’nin 170 ada 1 nolu parsele yönelik temyiz itirazları yönünden; kadastro sırasında taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı ... adına tesbit ve tescil edilmiş, davacı miras payına dayanarak dava açmıştır. Dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesinde üç ayrık halin mevcudiyeti halinde taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilebileceği öngörülmüştür. Somut olayda; bu üç ayrık halden hiç birisi mevcut bulunmamaktadır. Gerek Hazine, gerekse Orman Yönetimi tesbite itiraz etmedikleri gibi açılan davaya yöntemine uygun katılımları da yoktur. Mahkemenin ara kararı ile davaya dahil edilmesi Orman Yönetimine taraf sıfatını kazandırmaz. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın davanın tarafları ile iddia ve savunmaları ve gösterdikleri delillerle sınırlı olarak çözümlenmesi gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.
3) Davacı ... ve davalı ...’nin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece, reddedilen taşınmazlar yönünden davacı hissesinin davalıya satıldığı, diğerlerinde ise satışın kanıtlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; davalı ... çekişmeli taşınmazların, davacı ... ve muris babaları tarafından satış senetleriyle belli bedeller karşılığında kendisine devredildiği iddiasında bulunmuş, delil olarak da 08.05.1960, 17.09.1962, 14.01.1963, 28.08.1983, 08.04.1984, 05.06.1987, 15.07.1987 günlü ve tarihsiz üç adet satış sözleşmelerine dayanmıştır. Buna rağmen yapılan keşifte mahalli bilirkişi, tutanak bilirkişileri ve tanıklara dayanılan satış sözleşmeleri sorularak tam olarak hangi taşınmazları kapsadıkları usûlünce belirlenmemiştir. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle davalı ...’nin dayandığı tüm sözleşmeler getirtilerek iki Harita-Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, mahalli bilirkişi, taraf tanıkları ve tesbit bilirkişiler taşınmaz başında dinlenmeli, dayanılan satış sözleşmeleri sorularak kapsamları tam olarak belirlenmeli, tapusuz taşınmazların harici satış senetleri ile satışlarının mümkün olduğu, ancak, satış işleminin hukuken sonuç doğurabilmesi için, satışla birlikte zilyetliğinin de devir ve teslim edilmesinin zorunlu olduğu hususu gözönünde bulundurulmalı, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilmeli, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; çekişmeli 133 ada 1 ve 3 nolu taşınmazlar yönünden davacı ..."nin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle; davacı ... ve davalı ...’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.