Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1945
Karar No: 2022/98
Karar Tarihi: 18.01.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/1945 Esas 2022/98 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/1945 E.  ,  2022/98 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından duruşmasız, asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 18/01/2022 tarihinde asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı asıl davada, yabancı uyruklu olmasından dolayı alım satım işlerinin uzun ve sorunlu olacağı düşüncesiyle, ... plaka sayılı aracı 17.12.2007 tarihinde yetkili bayiden davalı adına satın aldığını, aracın parasını bizzat kendisi ödediğini, taraflar arasında aracın mülkiyetinin kendisine ait olup tarafından kullanılacağı ve talep halinde devrinin üzerine yapılacağı, yapılmaz ise araç bedelinin ödeneceği hususunda inanç sözleşmesi yapıldığını, bir müddet sonra aracın devrini alma isteğini ihtar ile davalıya bildirdiğini, ancak ihtar gereğinin yerine getirilmediğini ileri sürerek; araç bedeli olan 33.674,30 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; birleşen davada; aracın mülkiyetinin aidiyeti ile taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7. maddesinde belirlenen cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın tarafların temyizi üzerine; Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08/06/2017
    tarihli ve 2016/2556 E. 2017/6965 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin inançlı işlem niteliğinde olduğu, davacı tarafından talep edilen cezai şartın bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak bu defa asıl dava yönünden davanın reddine, birleşen dava yönünden, davanın kısmen kabulü ile davalı adına kayıtlı olan ... plaka sayılı aracın tescil kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 46.950,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava; taraflar arasında imzalanan inançlı işlem sözleşmesi gereğince devri yapılmayan aracın mülkiyetinin davacı adına tespiti ile sözleşmede hüküm altın alınan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece birleşen davada aracın davalı adına olan tescil kaydının iptali ile davacı adına tesciline ve cezai şartın tahsiline karar verilmiştir. Ancak motorlu araçların tescil işlemi idari bir işlem niteliğindedir. Mahkemece trafik kaydına tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karardır. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez.
    Her ne kadar taşınmazlara ilişkin davalarda tescile ilişkin hüküm kurulabildiği akla gelmekte ise de, bu husus 4721 sayılı TMK’da yerini bulan düzenlemelerden kaynaklanmakta olup 2918 sayılı KTK’da motorlu araçların tesciline ilişkin mahkemelere bu şekilde bir yetki ve görev verilmemiştir.
    Uyuşmazlığın mahiyeti itibariyle bu noktada tartışılması gereken asıl husus, araç satışları için 2918 sayılı KTK’nın 19. maddesinde düzenlenen tescilin fonksiyonu olup, bu konuda öncelikle sicile güven ilkesine değinilmesi gerekir.
    Taşınırlar üzerindeki hâkimiyetin belirlenmesi yukarıda açıklandığı üzere zilyetlik yoluyla sağlanırken, taşınmazlar açısından bu belirleme tapu sicili yoluyla olur. Kanun koyucunun 6721 sayılı TMK’nın 1023. maddesinde taşınmaz mallar için açık bir şekilde öngördüğü sicile güven ilkesinin 2918 sayılı KTK’da yer almaması, başka bir anlatımla trafik kaydında yolsuz bir tescile dayanarak hareket eden kişinin iyi niyetinin mülkiyete hak kazanılması noktasında korunması hususunda 6721 sayılı TMK’nın taşınır mülkiyetine ilişkin kurallarına istisna teşkil eden bir yasal düzenlemenin mevcut olmaması karşısında trafik sicil kayıtlarının, tapu sicilinin sağladığı korumaya eşdeğer güce sahip olduğu söylenemeyecektir.
    Nitekim aynı husus Hukuk Genel Kurulunun 05/12/2019 tarihli ve 2017/13-505 E. 2019/1289 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
    Bu durumda, davacı tarafından davaya konu araca ilişkin tescil kararı istenilmiş olmakla, çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle mahkemece, davaya konu aracın mülkiyetinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde trafik siciline tesciline yönelik karar verilmesi, usul ve kanuna aykırıdır.
    Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7. maddesi hükmü uyarınca mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davcının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 2. bendinin 2. paragrafı hükümden çıkartılarak yerine; "Davalı adına kayıtlı olan ... plaka sayılı aracın mülkiyetinin davacı ...’a ait olduğunun TESPİTİNE,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 26,30 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi