Esas No: 2021/5731
Karar No: 2022/93
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/5731 Esas 2022/93 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/5731 E. , 2022/93 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacılar vekili tarafından duruşmasız, davalı ... vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 18/01/2022 tarihinde davacılar vekili Av. ...ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murisleri ...'ın, davalı ... Sanayi ve Ticaret A.Ş.'den satın aldığı araçtaki imalat hatası nedeniyle kaza yaptığını ve murisin vefat ettiğini, davalı ... Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin aracın satıcısı, davalı ...'un üreticisi, davalı ... Kamyon İmalat ve Ticaret A....,'nin ise ithalatçısı olduğunu ileri sürerek; şimdilik her biri için 100,00-TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemişler; 10/08/2015 tarihinde sunulan ıslah dilekçesi ile taleplerini ...için 500.000,00-TL manevi tazminat, 122.836,28-TL maddi tazminat; ...için 500.000,00-TL manevi tazminat, 370,63-TL maddi tazminat; ... için 500.000,00-TL manevi tazminat, 3.094,67-TL maddi tazminat; ...için 750.000,00-TL manevi tazminat, 4.651,81-TL maddi tazminat olmak üzere toplam 2.250.000,00-TL manevi tazminat ve 130.953,39-TL maddi tazminat bedeli olmak üzere toplam 2.380.953,39-TL’ye yükseltmişlerdir.
Davalı ... Kamyon İmalat ve Ticaret A.Ş., davacılara karşı ithalatçı sıfatıyla yasal sorumluluğu olmadığını, ayrıca 31/03/1998 tarihinde satışı yapılan aracın 1 yıllık garanti süresinin olay tarihinden çok önce sona erdiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... Ticaret ve Sanayi A.Ş., satıcı firma olduğunu, kendisi açısından husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, aracın 1 yıllık garanti süresinin olay tarihinden çok önce sona erdiğini, sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiş ünvan değişikliği ile ...., Tic. A.Ş. adını almıştır.
Mahkemece 03/07/2007 tarihinde, davanın reddine dair verilen karar, davacıların temyizi üzerine, (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17/03/2008 tarihli ve 2007/14201 E., 2008/3715 K. sayılı kararıyla; “1-.... Aracın trafik sicilindeki kayıt maliki, dava dışı ......'tır. Davalı ....,'nin savunması ile ilgili delilleri sorulup toplanmalı, aracın ikinci el olarak dava dışı ve davalıdan alan kişi tarafından murise satıldığı anlaşılırsa, aralarında akdi ilişki bulunmadığından, bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmelidir. Davalı ....,'nin husumet itirazı üzerinde durulmaması usul ve yasaya aykırıdır. 2-.... İki rapor arasındaki çelişkiyi gidermek için gerektiğinde araç üzerinde incelemede yaptırılarak çelişkinin giderilip, olayın aydınlanması için üç kişilik bilirkişi heyetinden açıklamalı, denetime elverişli, gerekçeli rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak 17/03/2016 tarihinde, davacı ...'ın maddi tazminat davasının kabulü ile 100,00-TL'nin kaza tarihi olan 25/11/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, ıslah edilen miktar olan 122.736,28-TL'nin ıslah tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı ...'ın maddi tazminat davasının kabulü ile 100,00-TL'nin kaza tarihi olan 25/11/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, ıslah edilen miktar olan 270,63-TL'nin ıslah tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı ... ...,'ın maddi tazminat davasının kabulü ile 100,00-TL'nin kaza tarihi olan 25/11/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, ıslah edilen miktar olan 2.994,67-TL'nin ıslah tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı ...'ın maddi tazminat davasının kabulü ile 100,00-TL'nin kaza tarihi olan 25/11/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, ıslah edilen miktar olan 4.551,81-TL'nin ıslah tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; davacı ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00-TL'nin ıslah tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacı ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL'nin ıslah tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacı ... ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL'nin ıslah tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacı ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL'nin ıslah tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 30/06/2020 tarihli ve 2019/4165 E., 2020/5497 K. sayılı kararıyla; “... dosyada bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir.” gerekçesiyle bozulmuş, davacıların karar düzeltme talebi Dairemizin 18/02/2021 tarihli ve 2020/11544 E., 2021/1677 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kabulüne, davacı ... yönünden 100,00-TL'nin kaza tarihi olan 25/11/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ... yönünden 100,00-TL'nin kaza tarihi olan 25/11/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ... ... (....,) yönünden
100,00-TL'nin kaza tarihi olan 25/11/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ... yönünden 100,00-TL'nin kaza tarihi olan 25/11/2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dairemizin 18/02/2021 tarihli ve 2020/11544 E., 2021/1677 K. sayılı davacıların karar düzeltme isteminin reddine dair kararına yönelik, davacılar vekili tarafından 24/03/2021, 25/03/2021 ve 08/04/2021 tarihli dilekçeler ile maddi hatanın düzeltilmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesinin talep edildiği, mahkemece talep gereği dosya gönderilmeden karar verildiği, temyiz ve karar düzeltme incelemesi tamamlanmadan yeniden esas hakkında karar verilemeyeceği anlaşıldığından, davacıların maddi hata dilekçesinin kabulü ile 13. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 30/06/2020 tarihli ve 2019/4165 E., 2020/5497 K. sayılı kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK’nın 141/1. maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar değiştirebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Bu düzenleme ile kural olarak dilekçeler aşamasında tarafların iddia ve savunmalarını sunmaları istenmektedir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi yasağının ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile aşılabileceği yine HMK’nın 141/2. maddesinde belirtilmiştir. Karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda ıslah, iddia ve savunma yasağının kapsamına giren taraf usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmeye yarayan bir hukuki imkândır (HMK 176. madde).
HMK'da ıslahla ilgili öngörülen koşullardan biri de zamanla ilgilidir. HMK'nın 177/1 maddesinde tahkikatın sona ermesine kadar ıslaha başvurulabileceği düzenlenmiştir. Bu noktada hem yazılı hem de basit yargılama usulünde ön inceleme aşamasının sona ermesi üzerine başlayan tahkikat aşaması HMK'nın 184 ve 185. maddelerinde açıklandığı gibi tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığında mahkemenin tahkikatın bittiğini taraflara tefhimi ile tahkikat aşamasının bitiminin gerçekleşeceği de kabul olunmaktadır.
Bu bağlamda, 28/07/2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesinde; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” düzenlemesine yer verilerek bozmadan sonra ıslah konusuna yasal açıklık getirilmiştir.
Bu noktada aydınlatılması gereken bir husus da usule ilişkin kazanılmış hak kavramıdır. Bu konuda HMK'da bir hüküm olmamakla beraber Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun ana ilkelerinden biri haline gelmiş olup; mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usule ilişkin kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yoluyla da usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Ancak mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında usuli kazanılmış hak kavramının istisnasının uygulanacağının gözden kaçırılmaması gerekir. Kaldı ki usul hukuku alanında geçerli temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir.
Bu itibarla; usule ilişkin olan hükümlerin derhal uygulanması gerektiği, 28/07/2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek usule ilişkin kazanılmış hakkın
istisnası niteliğindeki kanun değişikliği uyarınca, davacıların bozma sonrası ıslahının değerlendirilip davalıların zamanaşımı itirazları da incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki mahkeme kararı bu gerekçe ile bozulacak iken zuhulen bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı gerekçesiyle bozulduğu yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından bozma kararı kaldırılmalı, mahkeme kararı yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmalıdır.
3-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davacıların maddi hata dilekçesinin kabulüne, ikinci bentte açıklanan nedenlerle (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30/06/2020 tarih ve 2019/4165 E., 2020/5497 K. sayılı ilamının kaldırılarak mahkeme kararının gösterilen nedenle BOZULMASINA, üçüncü bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ...'dan alınıp davacılara verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.