3. Hukuk Dairesi 2019/5540 E. , 2020/217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında bir yıl süreli araç kira sözleşmesinin bulunduğunu, kiralamış olduğu aracın kira sözleşmesinin imzalanmasından üç ay sonra arızalandığını, aracı kiraya veren davalıya iade etmiş olmasına rağmen kalan süreler yönünden kira alacağı, hasar miktarı ve trafik cezasının tahsili amacıyla haksız olarak takip yapıldığını belirterek takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, aracın kira süresi bitiminde teslim edilmediğini, sadece ilk 45 günlük kira bedelinin ödendiğini, sözleşmenin 24. maddesi gereğince kiracının oluşan zararı ödemesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinden kaynaklı borçlu bulunmadığının tespiti ve takip konusu borcun %20 si oranında kötü niyet tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, davacının 68.938,53 TL yönünden davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötüniyetle fahiş miktarda takip yaptığı gerekçesiyle kabul edilen dava miktarı olan 68.938,53 TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)Davalının kötü niyet tazminatına yönelik itirazlarına gelince;
İcra ve İflas Kanunu" nun 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Buna göre, kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için, alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması gerekmektedir.
Somut olayda, alacaklının takibinde haksız olduğu kabul edilmiş ise de takip talebinde kötü niyetli olduğu ispat edilememiştir. Mahkemece davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu konudaki istemin kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK"nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "Davalının kötüniyetle fahiş miktarda takip yaptığı anlaşılmakla, kabul edilen dava miktarı 68.938,53 TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," kısmının metinden çıkarılmak suretiyle düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.