23. Hukuk Dairesi 2016/9726 E. , 2019/5067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalılardan S.S. ...Konut Yapı Kooperatifi vekili Av. ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 31.05.1998 tarihli sözleşme uyarınca, eski ünvanı ... Toplu Konut Yapı Kooperatifi olan diğer davalı kooperatif bünyesinde yapılacak ...-2 Projesinde inşa edilecek binalardan 23 blok 1102 numaralı bağımsız bölümün 11.292.270.000,00 TL bedelle müvekkili tarafından satın alınıp bedelinin peşin ve taksitler halinde tam ve eksiksiz olarak ödendiğini ve ödenen bedelin inşaatın yapımında kullanıldığını, ancak davalı kooperatifin yeni yönetiminin davalı şirketten konut satın alan kişileri üyeliğe kabul etmemekte veya yeni üye statüsünde kabul ederek fazladan ödeme talep ettiğini, davalı kooperatifin konutların diğer davalı şirket tarafından satıldığını, taraflar arasında bu konuda sözleşme olduğunu, müvekkili tarafından yapılan tüm başvurulara rağmen davalı kooperatifin müvekkilini üye olarak kabul etmediğini ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölüm yönünden tapu tescilini, bunun mümkün olmaması halinde aynı nitelikli bir daire yönünden müvekkilinin üyeliğinin tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, müvekkiline bu davada husumet düşmeyeceğini, zira davacının diğer davalı şirket ile sözleşme yaptığını, ayrıca bu sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını, bu nedenle geçerli olmadığını, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı"nın gönderdiği talimattan çok daha sonra davacının ileri sürdüğü sözleşmenin imzalandığını, ortaklık kaydının genel kurul tarafından yetkilendirilen yönetim kurulunun görevi olduğunu, davacının sözleşme imzaladığı şirkete karşı dava açması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı ... Sınai Ürünleri Paz. Ltd. Şti. vekili, davaya konu olan meskenlerin yapımının başlangıçta müvekkili şirket tarafından üstlenildiğini ve diğer davalı kooperatifin verdiği yetkiye dayalı olarak reklam, pazarlama ve satışının müvekkili şirket tarafından yapıldığını ve davacı ile de 31.05.1998 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacının ödemelerini müvekkili şirkete yaptığını, ancak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı"nın yaptığı teftiş sonrası müvekkilinin yaptığı işi sonlandırmak zorunda kaldığını, müvekkili ile sözleşme
imzalayan müşterilerle ilgili olarak verilen taahhütlerinin davalı kooperatife geçtiğini, ancak davalı kooperatifin bazı kişileri üyeliğe kabul ettiğini, daha sonra değişen yönetimle birlikte talepleri reddettiğini, müvekkilinin sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirdiğini belirterek, müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 02.07.2014 tarih, 2459-5074 E.-K. sayılı ilamıyla bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının davalı kooperatifle doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığı, kooperatife üyelik başvurusunun ve kabulünün olmadığı, davalı şirket ile davalı kooperatif arasında akdedilen 22.06.1995 tarihli hizmet sözleşmesinin 31.12.1997 tarihinde rızaen feshedildiği, davacının bu tarihlerden sonra 1998 yılında davalı şirket ile sözleşme yaptığı, davacının davalı şirketin kooperatife ortak kaydettirdiği iştirakçilerden olmasının bu nedenle mümkün olmadığı, davacı tarafın sadece üyeliğin tespiti ve tapunun tescili talebinde bulunduğu, bedel istemediği, ancak bozma ilamından sonra 29.02.2016 tarihli dilekçesi ile sonuç bölümünde üyeliğin tespiti ve bağımsız bölümün tescilini olmadığı takdirde bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş ise de bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davalı kooperatif yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı kooperatif yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı kooperatife verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verild