10. Hukuk Dairesi 2015/8691 E. , 2015/12643 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir..
Hükmün, davalı sigorta şirketi avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
5510 sayılı Yasa"nın yürürlüğü öncesi gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında, geçmişe etkili şekilde yürürlüğüne olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 26/ 2. maddesidir.
1-Dava, 07.07.2004 tarihinde meydana gelen trafik -iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının ilk rücû davasından bakiye kusur karşılığının 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ve teselsül hükümlerine dayalı olarak tahsili istemine ilişkin olup, sigorta şirketinin zamanaşımı def"i irdelenmemiştir. Davalı sigorta şirketi bakımından, olayın trafik kazası niteliğinde olması da gözetildiğinde Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre, 2 ve 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Yani zarara ve faile ıttıla tarihinden itibaren 2 yıl, her halükarda ise, kaza tarihinden itibaren 10 yıl içinde davanın açılması gerekmekte olup, 2 yıllık sürenin ise zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacak olup, Kurumca zararın öğrenildiği tarih, gelirler yönünden tahsis onay tarihi, giderlerin sarf ve ödeme tarihi olduğu açıktır.Tazminat yükümlüsünün öğrenilme tarihi ise, Kurumun yetkili organının faili öğrendiği tarih esas alınmalıdır. Bu kapsamda, ceza mahkemesinde yargılanıp hakkında cezalandırma kararı verilen üçüncü kişiler yönünden ceza kararının kesinleştiği tarihte Kurumun faili öğrendiği kabul edilmeli, cezalandırma kararının bulunmaması halinde ise, yöntemince yapılacak araştırma sonunda tazminat yükümlüsünün yetkili organ tarafından öğrenilme tarihi açıklıkla saptanmalıdır. Zamanaşımı, hem tazminat yükümlüsünün öğrenildiği, hem de zararın öğrenildiği tarihte yani her iki olgunun gerçekleştiği tarihte işlemeye başlayacağı gözetilmelidir. Kaza tarihinin 07.07.2004 tarihi olup, ilk rücu davasının 12.02.2009 tarihinde açıldığı ve mahkemesince verilen kararın 23.01.2012 tarihinde Dairemizce onanarak kesinleştiği, gelirin tahsis onay tarihinin ise 15.06.2005 olduğu gözetilerek, davalı sigorta şirketinin zamanaşımı def"i hakkında bir karar verilmelidir.
2-Sigorta şirketi, hak sahibi tarafından açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/536 esas sayılı dava dosyası kapsamında 4743 TL tazminat ödedikleri ileri sürmüştür. Sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla zarardan sorumlu
olduğundan, Mahkemece; Poliçe ve ödeme ile ilgili belgeler celp edilerek, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme var ise, rücu alacağından mahsup edilerek ve mükerrer ödemeye sebep olmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-Diğer yandan, 2918 sayılı ....nun 99/1. maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş veya hiç müracaat edilmemişse sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemez.
Bu durumda, mahkemece davacı Kurum"un davalı sigorta şirketine başvuru dilekçesinin hangi tarihte tebliğ edildiğinin araştırılarak faizin başlangıç tarihinin ona göre belirlenmesi gerekir.
4-Sigortalıya 07.07.2004 tarihi itibariyle bağlanan gelir, aynı zamanda ölüm aylığı bağlanması nedeniyle 01.08.2004 tarihinde 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi uyarınca yarıya indirilmiştir. Sigortalının, yarı değerli gelir üzerinden bağlanan ilk gelire giriş tarihindeki ilk peşin sermaye değeri, 13.298,46 TL olup, yarıya inme tarihine kadar fiili ödeme tutarının ise 179,38 TL olduğu bildirilmiştir.
Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri, sigortalının yaşı, gelirin kesilme olasılığı ve iskonto oranı gözetilerek belirlenen tutarı ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi ise, "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir." düzenlemesini içermektedir.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirildiğinin anlaşılması halinde; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı; gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasanın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fark fiili ödeme miktarının da eklenmesi suretiyle bulunan tutar ile yarıya indirilmemiş tam gelir üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu düşük olan esas alınarak belirlenmelidir.Buna göre; hak sahibine bağlanan gelirin ilk peşin değeri 13.388,15 TL olduğu halde, 24.179,02 TL olarak kabul edilmesi isabetsizdir.
O halde, davalı sigorta şirketinin avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı ...."ye iadesine, 23.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.