20. Hukuk Dairesi 2018/6486 E. , 2019/2987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 30/04/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacı ... ile karşı taraftan davalılar ... ve ... vekili Av.... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile davalıların zemin katta pastahane işlettiklerini, davalıların, binanın ortak alanına tecavüz ettiğini, ortak alana tecavüzünün önlenmesi ile eski hale getirilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24/04/2017 tarih ve 2017/856 Esas 2017/3490 Karar sayılı ilamı ile "634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesinin .... fıkrasında, kat malikleri anataşınmazın bakımı ve mimari durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecbur olduğu; .... fıkrasında ise kat maliklerinden birinin, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anataşınmazın ortak yerlerinde inşaat, onarım, tesis ve değişiklik yaptıramayacağı hükme bağlanmıştır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 09.07.2015 tarihli bilirkişi raporu ile müdahaleler belirtilmiş ise de; ..., ..., ..., ..., ..., 6 ve 7 nolu bağımsız bölüm malikleri tarafından verilen ve aralarında davacı olan malikinde bulunduğu "muvafakatname" başlıklı belgede "zemin katta bulunan mal sahipleri ... ve .... olan dükkanın pasta salonu olarak işletilmesine, dükkanın önü ve yan bahçesini kullanılmasını, apartman tuvalet aydınlığından galveniz borusu ile baca çıkarmasını, ... ocağının davlumbazını kalorifer bacasına bağlamasını ” şeklinde muvafakat verdikleri anlaşılmıştır.
Buna göre; mahkemece yerinde uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden inceleme yaptırılarak, onaylı mimari proje getirtilip yerinde uygulanarak, dosya içerisinde bulunan" muvafakatname” başlıklı belge de dikkate alınarak müdahale edilen yerler ayrıntılı olarak tespit edilerek krokiye de bağlanmak suretiyle hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan verilmeden belirlenip, varsa yapılan müdahalelerin muvafakatnameye herhangi bir aykırılık oluşturup oluşturmadığı, oluşturmuyor ise dava açılmasının Türk Medeni Kanununun .... maddesi kapsamında değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre;
Anayasanın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Yine 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanunun 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır.
Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.” şeklinde ifadesini bulmuştur.
Diğer taraftan belirtmek gerekir ki salt olaya uygulanacak normatif düzenlemeye gerekçe de yer verilmesi kararın gerekçeli olduğu anlamına gelmez.
Karar yukarda belirtilen hukuki hükümlere göre gerekçelendirilmeli, tarafları iddia ve savunmasına göre maddi olay saptanmalı, hukuki nitelendirme ve uygulanacak hukuk kuralları belirlenmeli, deliller tartışılmalı, kurallar olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Usule aykırı olarak gerekçesiz karar verilmesi hatalı olup, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir." denilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu, binanın ön ve yan bahçesinin kullanımına ilişkin muvafakatnameye aykırı bir husus söz konusu olmadığı, davacının iddia ettiği tabelanın ise duvarda olmadığı, davacınında aralarında bulunduğu kat malikleri tarafından dava konusu yere ilişkin verilen muvafakatname ve bilirkişi rapor ve krokisinde ayrıntıları ile gösterilen dava konusu yer yönünden muvafakatnameye aykırı bir durumun bulunmadığı, TMK"nın .... maddesi dikkate alındığında davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının dava dilekçesindeki taleplerinin; bahçenin ön ve yan cephesindeki tentelerin sökülüp atılması, apartman duvarına monte edilen ısıtıcıların ve panoların sökülüp atılması, ön ve yan duvarların yıkılması, zeminin düz hale getirilmesi, bahçeye konulan masa sandalye ve buzdolabının bahçeden atılması, bahçeye yapılan vantilatörlerin sökülüp atılması ve müdahalenin menine karar verilmesinden ibaret olduğu, yine dosyada bulunan muvafakatname başlıklı davacının da imzasının bulunduğu belgede "zemin katta bulunan mal sahipleri ... ve .... olan dükkanın pasta salonu olarak işletilmesine, dükkanın önü ve yan bahçesini kullanılmasını, apartman tuvalet aydınlığından galveniz borusu ile baca çıkarmasını, ... ocağının davlumbazını kalorifer bacasına bağlamasını apartman sakinleri olarak muvafakat ediyoruz" şeklinde beyanla kat maliklerinin bir kısım ilave tadilat ve tamiratlara muvafakat ettikleri ve söz konusu muvafakatnamenin davacı tarafından imzalanmış olması ile davacı açısından artık bağlayıcı olacağı anlaşılmaktadır.
...) Mahkemece kat maliklerinin ilgili muvafakatname ile ilave tadilat ve tamirata muvafakat ettikleri hususlar ve bu muvafakatin kapsamının tek tek belirlenip davacının dava dilekçesindeki talepleri de dikkate alınmak suretiyle yapılan ilave tadilat ve tamiratların muvafakat kapsamında kalanlarının müdahalenin men"i ve eski hale getirme talepleri açısında ret, yapılan ilave tadilat ve tamiratların muvafakatnamedeki muvafakat edilen kapsamın dışında kaldığının anlaşılması halinde ise müdahalenin men"i ve eski hale getirme talepleri açısından kabul hükmünün kurulması,
...) ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1988/922 Esas 1988/1068 Karar sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş ise infaz edilip edilmediği, şayet infaz edilmişse söz konusu infazdan sonra aynı mahiyette müdahalenin olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması, gerekir. Bu açıdan eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayanan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ....037,00.-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.