3. Hukuk Dairesi 2019/1965 E. , 2020/259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 30/05/2013 tarihli harici taşınmaz alım satım sözleşmesi ile davalı ... ve sahibi olduğu diğer davalı şirketten daire satın aldığını, davalı tarafa 47.300,00 euro ödeme yaptığını, mülkiyetin tapuda devredilmemesi üzerine icra takibi başlattığını, davalıların mesnetsiz olarak itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davacıların %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Alanya 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesince; davacının davalı şirket hakkında açtığı davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin Alanya 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/3217 Sayılı takip dosyasında yaptığı borcun 46.500,00 Euro"luk kısmına itirazının iptaline, davalı şirket bakımından Alanya 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/3217 Sayılı takip dosyasında takibin 46.500,00 Euro üzerinden devamına, İİK"nın 67/2. maddesi gereğince takip konusu 46.500,00 Euro alacağın takip tarihi itibari ile kur üzerinden TL karşılığının %20"si oranında tazminatın davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacının, davalı ... hakkında açtığı davanın reddine dair verilen hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 27.09.2017 tarihli ve 2016/2709 E., 2017/12730 K. sayılı ilamı ile "..davalının 6502 sayılı yasa anlamında satıcı niteliği taşıyıp taşımadığının araştırılması, bu şekilde davalının satıcı olduğunun anlaşılması halinde uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla çözümlenmesi, aksi halde genel mahkeme sıfatıyla davaya devam edilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle, davalının 6502 sayılı yasa anlamında satıcı niteliği taşıdığı da kabul edilerek, görevli mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının davalı şirket hakkında açtığı davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin Alanya
1.İcra Müdürlüğü"nün 2014/3217 Sayılı takip dosyasında yaptığı borcun 46.500,00 Euro"luk kısmına itirazının iptaline, davalı şirket bakımından Alanya 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/3217 Sayılı takip dosyasında takibin 47.300,00 Euro üzerinden devamına, İİK"nın 67/2. maddesi gereğince takip konusu 46.500,00 Euro alacağın takip tarihi itibari ile kur üzerinden TL karşılığının %20"si oranında tazminatın davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacının, davalı ... hakkında açtığı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre karar, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Somut olayda, dava konusu icra takibinde 47.300 Euro alacak üzerinden başlatıldığı ve davalı borçlular tarafından borcun tamamına itiraz edildiği görülmüştür.
Mahkemece hüküm fıkrasının 1. bendinde borcun 46.500,00 Euro"luk kısmına itirazın iptaline karar verildiği halde, 2.bendinde takibin 47.300,00 Euro üzerinden devamına karar verildiği, 3.bendinde ise 46.500,00 Euro alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedildiği anlaşılmaktadır. HMK"nın 297.maddesi uyarınca, hükümde taraflara yükletilen ödevlerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde çok açık ve icra edilebilir nitelikte olması gerekirken, hükmedilen alacak miktarı hususunda çelişkili ve infazda duraksama uyandıracak nitelikte hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.