22. Hukuk Dairesi 2015/10245 E. , 2015/13919 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren, davacının çalışma arkadaşlarına karşı sergilemiş olduğu ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışları, sözleri ve sataşmaları sebebi ile iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen karar Dairemizce; fesih bildiriminde davacının çalışma arkadaşlarına ve üçüncü kişilere karşı gayri ahlaki davranış ve sataşmada bulunduğu ifade edildiğine göre göre fesih sebebinin açık ve kesin şekilde belirtildiği; iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesine dayanılarak haklı sebeple feshedildiği iddia edildiğinden aynı Kanun"un 19. ve 25/son. maddeleri uyarınca fesih bildiriminin yazılı yapılması ve fesihten önce savunmasının istenmesi zorunluluğu bulunmadığı, mahkemece taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece tanıkların dinlenmesi sonucu davacının iş sözleşmesinin feshine konu eylemlerin gerçekleştiğine ilişkin davalı şirkete mail gönderen kişinin davacı ile arasında hakaret sebebi ile sulh ceza mahkemesi dosyasında husumet bulunduğu; fesih sebebi yapılan davranışları konusunda somut tespit yapılamadığı, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshine ilişkin şartların mevcut olduğunu söyleyebilmenin mümkün olmadığı gerekçesi ile işe iade kararı verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Somut olayda davalı vekili; 06.03.2014 tarihli celsede ; bir sonraki duruşmanın 29.04.2014 tarih ve 14:40"da yapılacağının belirtildiğini; belirlenen gün ve saatte duruşma salonunda hazır oldukları halde saat 12:25"de yokluğunda duruşma yapılarak karar verildiğini savunma hakkının kısıtlandığını beyan etmiştir. Dosya içerisinde yer alan hakim ve katip tarafından düzenlenen 29.04.2014 tarihli tutanakta; UYAP"a duruşma saatinin 12:25 olarak yazılması sebebi ile bu saatte duruşmanın yapıldığı; duruşma zaptında 14:40 yazıldığının sonradan fark edildiği; duruşmanın UYAP"taki saate göre yapılması ve karar verilmesi sebebi ile 14:40"da tekrar duruşma açılamayacağının yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz.
Yukarıdaki yazılı kanun maddeleri ile açıklamalardan anlaşılacağı üzere mahkemenin hukuki dinlenilme hakkını yerine getirdiği, adil bir yargılama yaparak sonuca ulaştığı söylenemez. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın, "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36/1. maddesinde, "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 27. ye göre davanın taraflar kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu, bu hakkın; açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini de içermektedir. Ayrıca ispatın taraflar bakımından yalnızca bir yük olmasının ötesinde aynı zamanda bir hak olduğu unutulmamalıdır.
Hal böyle olunca hakkın ispatının usul kurallarına kaldığı gözetilerek, medeni yargılamanın amacının maddi hukuktan kaynaklanan sübjektif hakların korunması olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin tam olarak uygulanmasında titizlik gösterilmesi gerekmektedir.
Açıklanan hususlar yerine getirilmeksizin davalının savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde uygulama yapılması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04 2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.