Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5076
Karar No: 2013/9836
Karar Tarihi: 11.11.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/5076 Esas 2013/9836 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı Hazine adına tapuya tescil edilen bir taşınmaz için davacılar, zilyetlik iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkeme davanın reddine ve taşınmazın tescil edilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin bozma kararı sonrasında, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığına dair bir araştırma yapılmadan karar verildiği gerekçesiyle yeniden bir inceleme talep edilmiştir. Mahkemece öncelikle taşınmazın öncesinin orman niteliğinin ve hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği belirtilmiş, ardından yapılacak keşif sonrasında varsa zilyetlikle kazanma koşullarının araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Kararda 3402 sayılı Kanunun 45. maddesi ile ilgili fıkraların iptal edildiği ve ormandan yer kazanılamayacağı dile getirilmiştir. Ayrıca 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında yerlerin de göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri detaylı olarak açıklanmamıştır.
20. Hukuk Dairesi         2013/5076 E.  ,  2013/9836 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Mevkii 103 ada 14 parsel sayılı 14249,41 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliğiyle davacılar adına tespit edilmiş, Kadastro Komisyonuna yapılan itiraz sonucu bu tespit iptal edilerek hali arazi niteliğiyle davalı Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar, dava konusu taşınmazın zilyetliklerinde bulunduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece; davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.07.2010 gün ve 2010/8797 - 9835 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Davacı gerçek kişiler hali arazi niteliği ile Hazine adına tespit edilen taşınmaza yönelik olarak kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetliğe dayanarak kadastro tespitine itiraz davası açmışlardır. Ancak, çekişmeli taşınmazın orman niteliğindeki taşınmaza hudut olduğu saptanmasına rağmen, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı hususunda bir araştırma yapılmamış, mahalli bilirkişiler 10 yıl öncesine kadar tarım arazisi olarak kullanıldığı, ziraat bilirkişi ise son 5-6 yıldır toprak işlemesi yapılmadığını açıkladığı halde mahkemece çelişkiler giderilmeden gerekçede taşınmazın 10-20 yıldır kullanılmadığı belirtilmiş, 5-10 yıldır kullanmamanın iradi terk olmayacağı değerlendirilmemiş, çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tutanaklarında kesinleşme şerhi bulunmadığı anlaşıldığından davalıysa dava dosyaları getirtilerek çekişmeli taşınmazın konumu araştırılmamıştır.
    Bu nedenle; mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın öncesinin orman niteliğinin ve hukukî durumunun belirlenmesi ve eğiminin doğru olarak hesaplanması için, yöreye ait bulunabilecek en eski memleket haritası, amenajman planı, hava fotoğrafı ile belediyede bulunan halihazır harita ve münhanili haritalar ile varsa topografya haritaları ile 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları bulundukları yerden getirtilerek bir jeolog, bir orman, bir ziraat ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılarak memleket haritası, hava fotoğrafı, amenajman planı, münhanili harita ve topografya haritası çekişmeli taşınmaza ve çevresine uygulanarak haritalardaki konumu saptanıp, taşınmazın eğimi duraksamaya yer vermeyecek biçimde hesaplatılmalı, anılan belgeler, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; çekişmeli taşınmaza komşu kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanaklarının dayanakları uygulanmalı, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.;14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile
    yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli;varsa üzerindeki ağaçların cinsleri yaşları, adetleri belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın evveliyatının ve fiilî durumunun orman olmadığının, ancak, tüm yönlerinin Devlet Ormanı ile çevrili orman içi açıklık olduğunun saptanması halinde, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamındaki yerlerden olduğu düşünülmeli, orman araştırması sonucunda davaya konu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu saptandığı taktirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Öncelikle, 1985-1990’lı yıllardan sonraki aktüel durumunu gösteren memleket haritası ve hava fotoğraflarında çekişmeli yerlerin hiç işlenmemiş durumda olduğu saptandığı takdirde, henüz zilyetlik olgusunun başlamadığı, dolayısıyla zilyetlikle kazanma süresinin dolmadığı düşünülerek, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları, davalıysa dava dosyaları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; ekonomik amaca uygun bir zilyetlik olup olmadığı araştırılmalı, gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, iradi terk değerlendirilmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi] gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine, Zonguldak İli, Merkez İlçesi, Ebegümeci Köyü, Soğuk Su Mevki 103 ada 14 parsel, 14249,41 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman vasfıyla ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Davalı taşınmazın bulunduğu yerin orman kadastrosu ... Köyü orman kadastrosu ile yapılmış, 16.09.1974 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz orman sınırı dışında bırakılmıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve taşınmaz halen eylemli orman niteliğinde olup, davacılar lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine11/11/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi