Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8298
Karar No: 2013/9847

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/8298 Esas 2013/9847 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, köyünde bulunan iki adet taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek adına tescili istemiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile taşınmazların tarla ve kısmen fındıklık vasıflı yerlerin davacı adına tesciline, Hurmalık Devlet Ormanı sahası içinde kalan kısma olan davacının ve davalı Hazinenin tescil talebinin reddine karar vermiştir. Hazine vekili temyiz etmiştir.
Mahkeme, birinci temyiz itirazlarını reddetmiş, ikinci temyiz itirazlarını kabul ederek hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Medeni Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararı, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar, 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi.
20. Hukuk Dairesi         2013/8298 E.  ,  2013/9847 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyünde bulunan yaklaşık 7 ve 15 dönüm yüzölçümündeki iki adet taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile;
    ... altı alanı mevkii, doğusu ve güneyi; Hurmalık Devlet Ormanı, batısı; ... arazisi, kuzeyi; yol ve ... fındıklığı ile çevrili 17/05/2012 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 9362,81 m2 yüzölçümlü ve tarla vasıflı yerin bu niteliği ile davacı ... adına TMK"nun 713/1.maddesi gereği tesciline,
    .... Köyü, köy üstü Dikbayır altı alanı mevkii, doğusunda; .... fındıklığı, batısında; ..., Mahmut ....fındıklığı ile Hurmalık Devlet Ormanı, kuzeyi ve güneyinde; Hurmalık Devlet Ormanı ile çevrili 17/05/2012 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 20259,21 m2 yüzölçümlü tarla ve kısmen fındıklık vasıflı yerin bu niteliği ile davacı ... adına TMK"nun 713/1. maddesi gereğince tesciline,
    Aynı krokide davacı tarafından talep edilen kesik çizgiler ile belirtilen kısmın Hurmalık Devlet Ormanı sahası içinde kaldığından, bu kısma ilişkin davacının ve davalı Hazinenin tescil talebinin reddine (zaten Devlet Ormanı içerisinde bulunduğundan bu kısma ilişkin Hazinenin tescil isteği konusunda karar verilmemiştir.),
    karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 28.08.1992 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
    Taşınmazların bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1956 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    1) Davalı Hazinenin krokide (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritası, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    2) Davalı Hazinenin krokide (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazları bakımından;
    Mahkemece yapılan keşifte dinlenen orman, ziraat ve yerel bilirkişiler çekişmeli yerin tarla vasfında kültür arazisi niteliği taşıyan yerlerden olduğu, 25-30 yıl önce imar ve ihyasının tamamlandığı, üzerinde orman bitki örtüsünün bulunmadığı, boş arazi olduğu ve 1959 tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan yer olduğunu açıklamışlardır. Ancak, aynı orman bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor ekindeki memleket haritasında, taşınmazın yeşil alanda kaldığı anlaşılmakla birlikte, memleket haritasındaki işaretler bölümü incelenerek yeşil alanın ne anlama geldiği, çalılık mı, meyve bahçesi mi, orman mı olduğu ve eğimi incelenmemiştir. Dolayısıyla bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Ayrıca, mahallî bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın tam olarak ne zaman imar ve ihya edildiği ve davacı tarafından ne şekilde kullanıldığı da sorulmamıştır.
    Mahkemece, eski tarihli ve 1990’lı yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleştiğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, yeşil alanda kalan kısımların çalılık rumuzlu yerlerden olması halinde, taşınmazların eğimi saptanarak, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi karşıt anlamına ( mefhum-u muhalifine) göre orman sayılan yerlerden olup olmadığı saptanmalı, öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden ise, orman tahdidinin üzerinden 20 yıllık zilyetlik süresi geçmediğinden davanın reddine karar verilmelidir.
    Böylesine yapılacak araştırma sonucu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ise; yapılan keşifte mahalllî bilirkişi ve tanıklara, taşınmazın, davacı tarafından ne zaman imar ve ihya edildiği, zilyetlik durumu ayrıntılı olarak açıklattırılmalı, davacının ekip, biçmek gibi bir zilyetliği olup olmadığı sorulmalı, ziraatçı bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı, eğimi, kaç yıl önce imar ve ihya edildiği ve ne zamandır tarımda kullanıldığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11.11.2013 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi