MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Dava dilekçesinde 7.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı ... vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin dava konusu 1059 ada 1 parsel sayılı taşınmazın müştereken malik olduğunu, davalılarında muvafakati ile taşınmaz üzerinde bulunan binanın esaslı onarımını yaptığını, açılan ortaklığın giderilmesi davasında bu binanın satışı ile ilgili karar verildiği ve satış aşamasına gelindiğini, davalıların esaslı onarımla ilgili giderleri kabul etmediklerinden satış dosyasında bu muhtesatın belirlenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, müvekkilinin belirtilen taşınmaza zorunlu ve yararlı onarım giderlerinden davacı lehine olan meblağın tespiti ile davalıların sebepsiz zenginleşmeleri karşılığı 7.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı ... vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... vd. vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dosya içerisinde bulunan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/500 E.-2007/684 K.sayılı dosyasınnın incelenmesinden, dava konusu 1059 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği,... Satış Memurluğunun 2008/19 sayılı satış dosyasının incelenmesinden, davacının taşınmazın tüm mülkiyetini satın almış olduğu anlaşılmıştır.Dava, ortaklığın giderilmesi nedeniyle davacıya ait muhtesat oranında davalıların sebepsiz zenginleşmesinin tazmini istemine ilişkindir.Davalıların sebepsiz zenginleşmesi, ortaklığın giderilmesi yoluyla satılan taşınmaz üzerine davacının yaptığı muhtesatın satış bedeline katkısı ile belirlenebilecektir. Bunun için mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla davacı tarafından yapıldığı kabul edilen muhdesatın yapılmış olması ile yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere , taşınmazın ihale günündeki raiç değerleri, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bir raporla saptanmalı, bu yolla bulunacak iki değer arasında bir fark oluştuğunda birbirine oranlanmalı, bu oran ihale ile yapılan satış bedeline uygulanarak, davacının yaptığı giderlerin ihale bedeline yansıma miktarı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda, inşaat bilirkişisi tarafından dava konusu binanın dava tarihi itibari ile inşa masrafları hesaplanmış, yukarıda belirtilen yöntemle bir belirleme yapılmamıştır.
Mahkemece, açıklanan yöntem ile davalıların sebepsiz zenginleşmesinin miktarının belirlenmesi gerekirken, bu yolda bir inceleme yapılmadan sadece dava tarihi itibariyle , dava konusu binanın inşa masraflarını hesaplayan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca; mahkemece, dava konusu alacağa hangi tarihten itibaren faiz uygulanacağının gösterilmemiş olması da doğru değildir. Dava konusu taşınmazın davalıların mamelekinde meydana getirdiği artış, bu binanın ortaklığının giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinden davalıların paylarını aldıkları tarihte gerçekleşir. Dava tarihinde, dava konusu taşınmazın satımı gerçekleşmediğinin de dikkate alınarak, mahkemece, taşınmazın satış bedelinin davalılara ödendiği ve bu şekilde davalıların sebepsiz zenginleştiği tarihten itibaren faiz uygulanmasına karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.