3. Hukuk Dairesi 2012/22030 E. , 2012/26117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde toplam 9.479,48 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava ve ıslah dilekçeleri ile toplam 9.479,48 TL alacağın davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 9.479,48 TL ecrimisil alacağının 23.09.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından; davalıya dava dilekçesinin ... Cad. ... /... adresinde, davacılar vekiline duruşma gün ve saatini bildiren tebligat ise "... Cd. ... /... adresinde tebliğ edilmiş, her iki tebligatın da ... imzasına tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davalıya tebliği yapılan ıslah dilekçesi de yukarıda belirtilen dava dilekçesinin tebliğ yapıldığı aynı adreste davacılar vekili olduğu anlaşılan Av.... "in çalışanı ... "a tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.Davalı temyiz dilekçesi ile; davacılar vekilinin dava dilekçesinde kendi adresi yerine davacılar vekilinin eski ofislerinin adresini yazdıklarını, dava dilekçesinin davacı vekillerinin yanında çalışan ... isimli şahsa tebliğ edildiğini, davacılar vekillerine duruşma gününü gösterir davetiyeninde aynı kişiye tebliğ edildiğini, gerek bildirilen adresle gerekse de tebliği alan ... isimli şahısla hiçbir alaka ve irtibatı olmadığını, şahsı tanımadığını, taraf teşkili sağlanmadan yargılamanın yokluğunda devam ettiğini, keza ıslah dilekçesininde aynı adreste davacılar vekilinin yanında çalışmakta olan ... isimli şahsa tebliğ edildiğini, karar kendisine tebliğ edilene kadar davadan haberi olmadığını, iddialara karşı savunmasını yapamadığını belirtmiş, ayrıca zamanaşımı hususunun gözetilmediğini, kararda faize hükmediliş biçiminin yanlış olduğunu, alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, kötüniyetli olmadığını, intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece incelenmediğini belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.6100 sayılı HMK’nun 27.maddesinde davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği açıklanmıştır.Açıklanan madde hükmü uyarınca; yargılamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilerek duruşmaya çağırılması, diğer bir anlatımla taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Bu da çıkarılacak davetiyenin Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliği ile mümkündür.Somut olayda mahkemece; davalıya dava dilekçesinin tebliği ve davacılar vekiline duruşma gün ve saatini bildiren davetiye tebliği aynı kişiye yapılmış, ıslah dilekçesi de davacılar vekilinin yanında çalışan kişiye tebliğ yapılmıştır. Bu nedenle davalıya yapılan dava dilekçesi tebliği ile ıslah dilekçesi tebliğinin usule uygun olmadığı açıktır.Bu bağlamda; davalı duruşmaya çağırılmadan, eş anlatımca; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasasının 36.maddesi ile HUMK’nun 73, 6100 sayılı HMK 27 ve A.İ.H. Sözleşmesinin 6.maddelerinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı yan; dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe ve Hukuki Dinlenilme Hakkı"nın kullanılmasına imkan verilmeden hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış sayılacağı, gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda tartışmasız olarak kabul edilmektedir (Prof. Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Altıncı Baskı Cilt II sh.1876 vd).Davalının usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saatinden haberdar edilmesi gerekirken, davalıya yapılan dava dilekçesi tebliğinin usulüne uygun olmadığı üzerinde durulmadan ve buna göre taraf teşkili sağlanmadan, davalının yokluğunda yargılamaya devam edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.