3. Hukuk Dairesi 2012/22198 E. , 2012/26129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davacı eş için davalının evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği ileri sürülerek,ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak aylık 350 TL tedbir nafakası istenilmiştir.Davalı vekili cevabında; müvekkilinin davacı hakkında açmış olduğu boşanma davasının reddedildiğini, boşanma davasında davacı lehine hükmedilen nafakanın ... 4.İcra Müdürlüğünün 2009/3290 esas sayılı dosyasından icraya konulduğunu, birikmiş 9.790,58 TL nafaka ve işleyecek 207,92 TL nafakanın müvekkilinin emekli maaşından kesildiğini, yaklaşık 8 yıldır müvekkilinin İstanbul"da 40 m² lik yarı bodrum, bir oda bir mutfaktan oluşan evde tek başına sefalet içinde yaşadığını, müvekkilinin 78 yaşında olduğunu, çalışacak durumda olmadığını, yaklaşık 700 TL emekli maaşından başka bir geliri olmadığını, maaşının yarısının birikmiş nafaka için kesildiğini, davacının mülkiyeti kendisine ait 3 katlı binası olduğunu, iki tane kiracısı olduğu ve buradan gelir elde ettiğini, davacının oğlu ile birlikte yaşadığını, gerek davacının gerekse oğlunun ekonomik durumunun gayet iyi olduğunu ve davacının nafakaya ihtiyacı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için dava tarihinden itibaren aylık 300 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada davacı hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında; ev hanımı olduğu, çalışmadığı, geçimine oğlunun yardım ettiği, kendisine ait 400 m² bahçeli evde oturduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.Davalı hakkında yaptırılan 25.05.2012 tarihli sosyal ekonomik durum araştırmasında; davalının çalışmadığı, sağdan soldan yardım aldığı, emekli olduğu, %50 hisseli 40 m² bodrum kat dairesinde oturduğunun tespit edildiği, 29.08.2012 tarihli kolluk araştırmasında ise; davalının seyyar kuruyemiş sattığı, ortalama 600-700 TL gelir elde ettiği, başkaca geliri bulunmadığı, kendisine ait evde yalnız kaldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davalı hakkında SGK dan alınan yazı cevabından 2012 mayıs ayı itibariyle aylık emekli maaşının 732,71 TL olduğu anlaşılmıştır.TMK.nun 197.maddesi uyarınca, ayrı yaşamda haklı olan eş diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-koca birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK.md.186/son).Nafaka takdirinde, tarafların ekonomik durumları tam ve sağlıklı araştırılıp, gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve TMK 4.maddesinde. vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmelidir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde davacının mülkiyeti kendisine ait 3 katlı binası olduğu ve binada iki tane kiracı olduğu, davacının buradan gelir elde ettiğinin beyanı karşısında, mahkemece davalının iddiasını karşılayacak şekilde, bu konu hakkında bir zabıta araştırması yapılmamış, davacının varsa böyle bir gelir elde edip etmediği hususu araştırılmamıştır.
Dosyada dinlenen davacı tanığı; davalının otelleri olduğunu, bunları sattığını, bankada parası olduğunu duyduklarını beyan etmiştir. Bu konu hakkında da mahkemece herhangi bir araştırma yapılmamıştır.Buna göre taraflar hakkında yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmaları yetersiz olup denetime imkan verecek nitelikte değildir.
O halde mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumları tam ve sağlıklı olarak saptandıktan ve özellikle davacının davalı tarafça belirtildiği şekilde gelir elde edip etmediği, ayrıca davalının da emekli maaşı dışında bir gelir elde edip etmediğinin tam ve sağlıklı olarak saptanmasından sonra, davacı tarafın geçimi için gerekli olan ve davalının geliri ile orantılı olacak şekilde T.M.K.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken,eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.