3. Hukuk Dairesi 2019/4612 E. , 2020/307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tesptit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla tutanak düzenlendiğini ve tutanağa istinaden tahakkuk yapıldığını, elektrik kullandığı evde tek kaldığını, sayacın iç mekanizmasına müdahale etmesinin mümkün olmadığını, tüketiminin normal olduğunu, talep edilen borç miktarının hangi esaslara göre tespit edildiğinin belli olmadığını belirterek; tahakkuk ettirilen 8.300 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ve davalı kuruma borcu ödediklerini bu hususun da dikkate alınarak tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının süresinde itirazda bulunmadığını, davacının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini ve mevzuat hükümleri uyarınca tahakkuk yapıldığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafından davalı kuruma ödenen 8.630,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 23.06.2016 T. 2015/10898 E. 2016/7965 K. sayılı ilamıyla; “...Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacıya ait meskende tutanak öncesi ve sonrası ile kurulu güç kapsamında kaçak tüketim yapıldığını ortaya koyacak kesin delil, tespit ve bir farkın bulunmadığının belirtildiği, tüketicinin sayaç değişikliği öncesi ve sonrası dönem tüketim miktarları esas alınarak belirlemede bulunulduğu, kaçak tespit tutanağına göre kaçak elektrik kullanımının açık olduğu, kaçak elektrik kullanım hesabı yönünden mevzuata uygun teknik inceleme yapılmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi; Elektrik Tarifeleri Ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine de uygun değildir. Kaçak elektrik bedelinin yönetmelik ve yukarıda açıklanan 622 sayılı kurul kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. O halde; dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişiye verilerek, kaçak tüketim tahakkuk tutanağı da celbedilerek, takibe konu toplam bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre ve denetime elverişli olarak hesaplanması için rapor alınarak, davacının
borçlu olmadığı bedelin belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Mahkemece; bozmadan sonra alınan bilirkişi kök ve ek raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile; 8.906,61 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 01.04.2019 T. 2018/8066 E. 2019/2805 K. sayılı ilamıyla; “...mahkemece ilk kararda davacının davalıya ödediği 8.630,00 TL "nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm tesis edilmiş anılan bu karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiş ve yukarıda anılan nedenler ile bozulmuştur. Bozmaya uyulduktan ve bozma gerekleri yerine getirildikten sonra bu defa davalı tarafından davacıya 8.906,61 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Oysa, önceki karar davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan o kararda hükmedilen miktar davalı yararına kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu itibarla; mahkemenin davalı yararına kazanılmış hakkı ihlal ederek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile yeniden bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile 8.630,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak elektrik kullanımından dolayı tahakkuk ettirilen borca yönelik menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda; mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; dava dilekçesindeki davacının talebinin 8300 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile istirdadı olduğu gözetilmeksizin, maddi hata ile davanın kısmen kabulü ile 8.630,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1. fıkrasında yer alan "8.630TL" ibaresinin çıkarılmasına, yerine "8.300TL" yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.