11. Hukuk Dairesi 2018/2275 E. , 2019/3674 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/04/2017 tarih ve 2016/308 E. - 2017/210 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 22/02/2018 tarih ve 2017/1256-2018/205 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin yaklaşık 30 yıldır oto ekspertiz cihazları, araç muayene cihazları ile otomobil servis ekipmanlarının satış, servis, ihracat ve kalibrasyon hizmetlerini verdiğini, Corhgi, Capelec, Technomotor, Spanesi ve Ecotechnics gibi firmaların tek yetkili distribütörü olduğunu, davalı şirketin 2011/01030 sayılı "COMPUTEST"’ ibareli marka başvurusunun olduğunu, ancak davacının 1994 yılından bu yana "COMPUTEST" ibareli markası ile hizmet verdiğini, bu ibareyi müvekkilinin sektörde maruf ve meşhur hale getirdiğini, markanın gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davalı markasının müvekkilinin tescilsiz olarak kullandığı marka ile birebir aynı olduğunu, markanın kötü niyetli olarak tescil edildiğini, müvekkilinin markasından davalının haberdar olmamasının mümkün olmadığını, önceye dayalı hak sahipliği bulunduğunu, davacının markayı taınmış hale getirdiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli 2011/01030 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin, davacının "COMPUTEST" ibareli markayı kullandığını işbu davanın açılması ile öğrendiğini, müvekkilinin markasını davacıdan önce marka olarak kullandığını ve adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin kötü niyetinin bulunmadığını, davanın 556 sayılı KHK"nın 42. maddesinde düzenlenen 5 yıllık süre geçtikten sonra açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; hükümsüzlüğü istenilen davalı markanın tescil tarihine göre 5 yıllık sürenin geçmediği, davacının tescilsiz kullanım ile markayı bilinir ve ayırt edilir hale getirdiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar aleyhine, davacı vekili istinaf kanun yolun başvurmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkeme kabulünün aksine 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi uyarınca markayı tescilsiz şekilde kullanan tarafın, gerçek hak sahiliğine dayanabilmesi için, markayı bilinir ve ayırt edici hale getirmesine gerek olmadığını, fiili olarak markasal kullanımın yeterli olduğunu, bu kapsamda davacının "COMPUTEST" ibaresini, hükümsüzlüğü istenen dava konusu markanın başvuru tarihi olan 06.01.2011 tarihinden önce başvuru kapsamında yer alan "kara araçları servis istasyonu hizmetleri" alanında markasal olarak kullandığı, bu hususun dosyaya sunulan Computest markalı cihazların satışına ilişkin faturalar, 15.06.2010 tarihli bayilik sözleşmesi, 2009 ve 2010 tarihli internet görselleri ile 2010 tarihli broşürlerle ispat edildiği, bu haliyle tescilsiz kullanımı ispat edilen mal ve hizmet sınıfları yönünden markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davalı markasının kötü niyetli olarak tescil edildiği iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.04.2017 tarih ve 2016/308 e. - 2017/210 k. sayılı kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli 2011/01030 sayılı "computest" ibareli markanın 37. sınıfta yer alan "kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve yakıt dolumu)" yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Olaya uygulanacak mülga 556 sayılı KHK"nın 8/3 maddesinde düzenlenen "gerçek hak sahipliği" ilkesi uyarınca, marka tescilinden önce tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden markaya konu işaretin veya ibarenin yerelden daha geniş coğrafyada ve ciddi surette markasal kullanımı ve bu kullanımla markaya konu işarete belirli ölçüde ayırt edici nitelik kazandıranlar, markaya konu işaretin veya karıştırılmaya yol açacak ölçüde benzerinin başkalarınca marka başvurusuna konu edilmesi halinde marka tescil başvurusuna itiraz etme ya da markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etme hakkı bulunmaktadır. Ayrıca söz konusu önceye dayalı kullanımların, marka başvurusuna karşı çıkılan tarafın kullanımlarından da önce olmalıdır. Bununla birlikte, KHK"nın 8/3. maddesi, markanın münferit kullanımları ile marka tescil kapsamı dışında kalan mal ve hizmetler yönünden kullanımlar önceye dayalı hak sahipliği vermeyecektir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davanın esası hakkında karar verilirken, davacının en eskisi 2009 ve 2010 yıllarına dayanan tanıtım vasıtalarına dayanılmış ise de, davalının da tescil kapsamındaki hizmetler yönünden bu tarihten de önceye dayalı kullanımları olduğu savunmaları değerlendirilmeksizin ve ayrıca, davacının, davalının kullanımlarından önce markaya konu işarete ayırt edici nitelik kazandırıp kazandırmadığı belirlenmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,
13.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.