MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 1 parsel sayılı 6.515,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve.... kızı ölü.... mirasçılarının fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve . ... Madencilik Ltd Şti vekili çekişmeli taşınmazın müvekkillerinin kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne çekişmeli 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının iptaline, 03.10.2013 ve 01.10.2012 tarihli fen bilirkişisi raporlarında (A) harfi ile belirtilen 2.163,59 metrekarelik alanın ayrı bir parsel numarası verilerek Hazine adına tespit ve tesciline, beyanlar hanesine "1- 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. 2- Taşınmaz,....Madencilik Petrol İnşaat Taahhüt Taşıt Nakliye San. Ve Tic. Ltd. Şti. kullanımındadır. Taşınmaz üzerinde bulunan su havuzu, su pompası ve kantar, konsantre havuzu, dinlenme havuzu adı geçen şirkete aittir." ibaresinin yazılmasına, fen bilirkişi raporlarında (B) harfi ile belirtilen 4.351,52 metrekarelik alanın ise aynı parsel numarası ile tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve.... Madencilik Ltd Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar ... ve ...Madencilik Petrol İnş Taah. Taşıt Nak. San ve Tic. Ltd Şti vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak kadastro hakimi, infazı kabil ve doğru sicil oluşturacak şekilde hüküm kurmak zorunda olup, kararın hüküm fıkrasında atıf yapılan 01.10.2012 tarihli fen bilirkişi raporunun düzenleme tarihi 04.10.2012, havale tarihi de 05.10.2012’dir. Diğer taraftan yine kararda atıf yapılan 03.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporu 05.10.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporunun tekrarı niteliğinde olup, kararın infazı için 03.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporu yeterlidir. Bu nedenle tarihinin maddi hatadan kaynaklanan biçimde yanlış yazıldığı anlaşılan fen bilirkişi raporuna kararın hüküm fıkrasında atıf yapılması
hükmün infazında tereddüte yol açacağından; kararın hüküm fıkrasının 2. paragrafında geçen “ve 01.10.2012 tarihli fen bilirkişisi raporlarında” ibarelerinin hükümden çıkarılarak, yerine “tarihli fen bilirkişi raporunda” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.