Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5843
Karar No: 2013/10066

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/5843 Esas 2013/10066 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/5843 E.  ,  2013/10066 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    1993 yılında yapılan kadastro sırasında...Mahallesi, 145 ada 20 parsel sayılı taşınmaz, meşelik vasfıyla 140476 m2 yüzölçümü ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
    Davacı gerçek kişiler, ayrı ayrı açtıkları davalarla zilyetlik iddiasıyla; Orman Yönetimi ise orman iddiasıyla tespite itiraz etmişlerdir.
    Mahkemece, 145 ada 20 sayılı parselin 30.11.2001 tarihli krokide (A)=32340,49 m2 işaretli kısmının ..., (B)= 109226,73 m2 işaretli kısmının ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; Hazine tarafından temyiz edilmekle, hüküm, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 30.09.2002 gün ve 2002/6605 - 7394 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hükme dayanak alınan uzman bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazın memleket haritasında açık alanda kaldığı ifade edilmişse de, uygulandığı bildirilen ve aslına göre renklendirilmiş memleket haritası örneğinde, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin konumu işaretlenerek rapora eklenmediği, bu nedenle yeniden eski tarihli resmî belgelere göre araştırma yapılması, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı anlaşılırsa, bu kez davacılar yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacı ...’ın davasının kısmen kabulüne, 26.03.2006 tarihli fen bilirkişisi raporunda (B) işaretli 3474,698 m2 bölümün ... adına tapuya tesciline, ...’in dava konusu ettiği yerin orman olması nedeniyle davasının reddine, aleyhlerine verilen ilk kararı temyiz etmeyen Orman Yönetimi ve ... yönünden ilk karar kesinleşmiş olduğundan, bu davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçısı Abdulhalik Tuncer tarafından temyiz edilmiş, mahkemece, temyiz süresi geçmiş olduğundan ek kararla temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş; ek kararın temyizi üzerine, dairece, tebligatların usulsüz olması nedeniyle yeniden tebligat yapılması için dosya yerel mahkemeye iade edilmiş, tebligatlar usulüne uygun olarak yaptırıldıktan sonra hüküm Abdulhalik Tuncer tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18.10.2011 gün ve 2011/12835 E. - 11760 K. sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararı özetle; "Bozmadan sonra yapılan keşifte alınan fen bilirkişisi raporunda ...’ın dava ettiği yerin dava konusu olmayan 145 ada 8 parselde kaldığı belirlenmesine ve bu parsel hakkında bir dava bulunmamasına rağmen mahkemece, 145 ada 8 parselin (B) işaretli 3474,698 m2 bölümünün ... adına tesciline karar verilmiş, asıl dava konusu olan 145 ada 20 sayılı parsel hakkında ise sicil oluşturulmamıştır. H.M.K.’nun 26. maddesine göre, hâkim talep ile bağlıdır. Tarafların usûlüne uygun olarak mahkemenin huzuruna getirmedikleri ve dava konusu edilmeyen konularda hüküm verilemez, 20 parsel hakkında sicil oluşturulmalıdır. " denilmiştir.
    - 2 -
    2013/5843 - 10066

    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacı ..."ın davasının kabulüne,
    145 ada 20 parselin tespitinin kısmen iptali ile, fen bilirkişileri .... tarafından düzenlenen 09.05.2012 tarihli raporda (B) işaretli 42247,50 m² bölüm ayrılarak kuru tarım arazisi niteliğinde davacı ... (ölü) mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına payları oranında tapuya tesciline,
    Davacı Baki Tüncer"in davasının kısmen kabulüne, 145 ada 20 parselin tespitinin kısmen iptali ile, 09.05.2012 tarihli raporda,
    (D) işaretli 1209,59 m² bölüm ayrılarak ev ve bahçesi niteliğinde,
    (E) işaretli 4007,29 m² bölüm ayrılarak kuru tarım arazisi niteliğinde,
    (F) işaretli 17399,24 m² bölüm ayrılarak kuru tarım arazisi niteliğinde ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına payları oranında tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
    Müdahil davacı ..."un davasının kabulüne, 145 ada 20 parselin tespitinin kısmen iptali ile, 09.05.2012 tarihli raporda, (C) işaretli 2547,11 m² bölüm ayrılarak iki katlı betonarme ev ve bahçesi niteliğinde davacı ...oğlu ... adına tapuya tesciline,
    Geriye kalan ve 09.05.2012 tarihli raporda (A) işaretli 73260,58 m² bölümün aynı ada ve parsel numarası ile Maliye Hazinesi adına ham toprak vasfı ile tapuya tesciline,
    Davacı ... İdaresi ve müdahil davacı ... mahkememizin 22.01.2002 tarih ve 1999/43 Esas - 2002/2 Karar sayılı ilâmı ile aleyhlerine verilen ilk kararı temyiz etmediklerinden, Orman İdaresi ve ... yönünden ilk kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla, bu davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
    karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
    Mahkemece önceki bozma kararlarına uyulmakla birlikte bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; mahkemece Orman Yönetimi bakımından önceki kararları temyiz etmediği ve onun yönünden hükmün kesinleştiğinden sözedilmiş ise de, verilen 2001/3 sayılı ilk karar Hazinenin temyizi üzerine bozulmuştur. Hazinenin temyiz gerekçesi, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer olduğu iddiası olup, bunun içinde orman kavramı da bulunmaktadır. Nitekim Dairenin 2002/6605 sayılı bozma kararında orman bilirkişi incelemesinin yetersiz olması nedeniyle yeniden orman araştırması yapılması gereğine değinilmiştir. Bu bozma kararından sonra yapılan orman incelemesinde taşınmazın büyük çoğunluğu memleket haritasında yeşil renkli bölümde yer aldığından ... yönünden dava konusu edilen yerlerin orman olması nedeniyle davasının reddine; ..."ın yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, ancak, (B) bölümünün dava konusu olmayan 8 parsel içinde kalması ve dava konusu olmayan taşınmaz hakkında sicil oluşturulmuş olması nedeniyle ve temyiz eden ... mirasçısı Abdülhalik Tuncer"in sıfatına göre sadece 20 parselle ilgili sicil oluşturulması gereğine işaretle hüküm bozulmuştur.
    Bu bozma kararından sonra, mahkemece 03.05.2012 tarihinde yapılan keşif sonunda hazırlanan uzman bilirkişi raporunda taşınmazların 1957 yılı memleket haritasında yeşil alanda kaldığı, ancak, orman bütünlüğü oluşturmadığı, bu nedenle, orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış ve bu rapora göre hüküm kurulmuş ise de, rapor hükme yeterli değildir. Öncelikle, bilirkişiler memleket haritasındaki yeşil rengin hangi tarım ya da orman bitkisini simgelediğini açıklamamışlardır. Ziraat bilirkişisi raporunda taşınmazın (A), (B) ve (E) bölümlerinde tarımsal faaliyetin bulunmadığı, kayalık, meşelik ve yabancı otlarla kaplı olduğu, eğimin % 35"lere kadar ulaştığı, (F) bölümünün sadece sürülü olduğu (C) ve (D) bölümlerinde ise ev ve 5-6 yaşlarında meyva fidanları bulunduğu açıklanmakta; ... mirasçıları adına tescil edilen (D), (E),
    (F) bölümleri mahkemenin daha önceki kararında orman olduğu belirlenerek davası reddedilen bölümler içinde kalmaktadır. Bu bakımdan bilirkişi raporları arasında çelişki oluştuğu gibi taşınmazın tesbitinin meşelik olması nedeniyle orman olup olmadığının ve orman değilse zilyedlik koşullarının oluşup oluşmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmiş olması gerekir.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten, kadastro tespitinin yapıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    O halde; mahkemece, önceki keşiflerde görev almamış üç uzman orman mühendisi, bir fen, bir ziraat uzmanından oluşan bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden yapılacak keşifte, öncelikle taşınmazı geniş çevresiyle gösteren kadastro paftası ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, memleket haritasındaki yeşil rengin hangi tarım ya da orman bitkisini simgelediği açıklanmalı, ziraat uzmanından taşınmazdaki ağaçların sayısı, yaşı, dağılımı, hakim ağaç türü ve hangi bölümde eğimin ne kadar olduğu konusunda rapor alınmalı, taşınmazın çalılık rumuzlu alanda kalması halinde, % 12"den fazla eğimli maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve orman sayılacağı gözönünde bulundurulmalı, bu şekilde elde edilecek tüm deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
    Kabule göre de; taşınmazın kadastro sırasında meşelik olarak Hazine adına tesbit edildiği, malik hanesinin dolu olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesindeki hallerin bulunmadığı ve taşınmazın niteliğinin değiştirilmesi konusunda bir talep olmadığı halde (A) işaretli taşınmaz bölümünün niteliği değiştirilerek ham toprak niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 12.11.2013 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi