7. Ceza Dairesi 2018/14968 E. , 2021/4596 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 ve 5809 sayılı Kanunlara muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I. Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
Açılan kamu davasının niteliğine göre, 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçundan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresinin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gibi katılmasına karar verilmesi de hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II. Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK"nun 147 ve 191. maddeleri uyarınca sanığın usulüne uygun şekilde sorgusu yapılmadan, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1. Mahkemece sanığın işlediği tek fiil ile hem 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesini hem de 5809 sayılı Yasanın 63/9. maddesini ihlal ettiği, bu nedenle TCK"nun 44. maddesinde yer alan fikri içtima kuralları gereğince yalnızca daha ağır cezayı gerektiren 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermiş ise de; ortada 5607 sayılı Yasa çerçevesinde kaçakçılık fiili ve eylemin sübutu halinde 5809 sayılı Yasa çerçevesinde ise cihazın teşhisine yarayan elektronik kimlik bilgilerini kopyalama fiili şeklinde iki ayrı eylemin bulunduğu, bu nedenle TCK"nun 44. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve sanık hakkında 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçundan da hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3. 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesi"nin 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK"nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın Geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa"nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK"nun 7. ve CMK"nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4. Sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nun 231. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
5. Katılan kurum lehine hükmolunan vekalet ücretinin, sanıklardan eşit olarak alınacağının hükümde belirtilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.