19. Hukuk Dairesi 2018/2231 E. , 2018/6498 K.
"İçtihat Metni" 19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, genel kredi sözleşmesi gereğince dava dışı asıl borçlu ... Ltd. Şti.ne kullandırılan kredi borcunun tahsili için başlattığı takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmede kullandırılan ilk kredi ile sınırlı olarak davalının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, Dairemizin 23/05/2016 tarihli ve 2015/17968-2016/9234 sayılı kararı ile davacı bankanın ticari defter ve belgeleri üzerinde yerinde bankacılık hukukunda uzman bilirkişice tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporuna itirazlarını karşılar şekilde, davaya konu icra takibindeki borcun davalının kefil olduğu sözleşmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığının da araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının 30.03.2007 tarihli ilk genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, dava dışı asıl borçlu şirketin ortaklık yapısının 06/02/2008 tarihinde değiştiği, bu tarihten sonra da firmanın temsil yetkisinde değişiklik olduğu bankanın bu değişiklikten sonra ikinci bir genel kredi taahhütnamesini dava dışı şirket yetkililerine imzalattığı, imzalanan yeni genel kredi sözleşmesinden davalı ..."nun imzası yani müteselsil kefaleti olmaması nedeniyle 06/02/2008 tarihinden sonra kullandırılan 125.000,00 TL ve 21.000,00 TL kredilerden müteselsil kefil olarak sorumlu tutulamayacağı, 30.03.2007 tarihinde 20.000 TL limit ile kullandırılan kredinin türünün borçlu cari şekilde çalışan ticari artı para kredisi olması nedeniyle ve firmanın 06/02/2008 tarihi itibariyle şirket yetkilisi, ortaklık yapısı değiştiği ve alacağı temlik eden bankanın bu tarihten itibaren imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalının imzasını almaması nedeniyle davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozmada işaret edilen yönde inceleme yaptırılmamıştır. Davacı banka ile dava dışı kredi müşterisi arasında üç adet kredi ilişkisi kurulduğu bunlardan ikisinin davalının imzası bulunmayan 2008 yılında şirketin yeni yöneticileri tarafından imzalandığı anlaşılan genel kredi sözleşmesinden kullandırıldığı, bundan davalı kefilin sorumlu olmadığı anlaşılmış ise de davacı banka ile kredi müşterisi arasında borçlu cari hesap kredisinin davalının imzası bulunan 30/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesinden kullandırıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece 30/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesinden açılan borçlu cari hesap kredisinden dolayı dava dışı şirketin kullandığı kredi ve ödemeler gözetilerek bu krediden dolayı takip tarihi itibariyle bir borç olup olmadığı saptanıp borç varsa davalının bundan sorumlu olacağı ayrıca 08/06/2012 tarihli mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmediği gözetilip borç miktarı yönünden davalı lehine kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının sair, davalının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.