3. Hukuk Dairesi 2009/21193 E. , 2010/135 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BİGA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2009
NUMARASI : 2008/224-2009/301
Dava dilekçesinde 30.800 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, hakkında 4.100 TL"lik alacak için icra takibi yapıldığını, davalının takibi kötüniyetle temlik aldığını, 38 parsel nolu 4. Kattaki 11 nolu bağımsız bölümünün haczedilerek 4.300 TL düşük bir bedelle alacağa mahsuben alındığını, takibin devamı sırasında açmış olduğu menfi tesbit davası sonucu takibe konu esas alacaktan 1.500 TL borcunun bulunmadığına karar verilip kesinleştiğini, 1.500 TLnin borcunun %38,5 ine tekabül ettiğini, satılan dairenin dava tarihindeki rayiç değerinin 80,000 TL civarında bulunduğunu, bu daire nedeniyle 30,800 TL zararının doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 30.800 TL tazminatın davalıdan tahisiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı , savunmaında taşınmazın ihale yoluyla satıldığı 26.6.2000 tarihinde 1.032,000 TL daha alacağı bulunduğunu bildirerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davaya konu taşınmazın icra yoluyla ve yasaya uygun olarak satıldığı , menfi tesbit davası esnasında paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulabileceği, davacı nın bu yönde bir talebi bulunmadığından söz edilerek yasaya uygun bir ihale ile satılan taşınmaz nedeniyle tazminat talep edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş; Dairemizce 18.02.2008 tarihinde bozulması üzerine bozmaya uyulmuş; davalının fazla tahsilat yapmadığı sebepsiz zenginleşme oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe konu 4.100.000.000 TL tutarındaki bonodan doğan alacak takip esnasında alacaklıya (davalıya) temlik edilmiş, davacıya ait taşınmaz (daire) alacağa karşılık haczedilerek satılmış ve 26.6.2000 tarihinde yapılan, ihale ile alacağın tahsili sağlanmış , taşınmaz ihalede davalı alacaklı tarafından satın alınarak tekrar 3. kişilere satılmıştır.
Biga Asliye Hukuk Mahkemesine 27.04.2000 tarihinde (ihale öncesi) açılan menfi tespit davasıyla davacının 4.100.000.000 TL olan borcunun bir bölümünü alacağı temlik eden dava dışı E. Ç."ya ödediği, sonuçta Biga Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesinin 07.09.2004 tarih ve 2003/167 E. 2004/408 K. sayılı kararı ile davacının 1.500.000.000 TL borcunun bulunmadığı saptanmış, hüküm Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 07.04.2005 tarih ve 2004/18111-5880 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Bu hale göre davacının 1.500.000.000 TL borcu olmadığı halde bu borcu, taşınmazı satılarak tahsil edilmiştir. İhale yolu ile yapılan satışta taşınmaz davalı (alacaklı) tarafından satın alınmış, bir anlamda doğmayan borç taşınmaz ile ödenmiştir.
Dava dilekçesindeki istem, içeriği itibariyle davalının zenginleştiği miktarın iadesine ilişkindir.
Biga Asliye Hukuk Mahkemesince verilen hükmün de davacının asıl alacak olan 4.100.00 TL borçtan 1.500.00 TL borcunun bulunmadığına karar verilmiştir. Ancak icra takibi 4.100.000.000 TL asıl alacak ile birlikte 1.312.00 TL işlemiş faize yönelik olup, taşınmaz 4.300.00 TL mukabilinde satılmış bulunmaktadır. O nedenle davacının fazla ödediği miktar var ise bilirkişi marifetiyle ayrıca hesaplatılmak, fazladan ödenen miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesine karar verilmelidir. İadesi istenecek miktar saptanırken Yargıtay"ın Yerleşmiş Uygulamalarına göre “Denkleştirici Adalet” düşüncesi gözetilmelidir.
Dairemizin bozma ilamındaki esas ve gerekçe gözetilerek, bilirkişi kurulundan 30.10.2008 tarihinde rapor alınmış; bu rapora göre davacının takipten önce 13.05.1999 tarihinde 1.500.00 TL"nin ödendiği, İcra müdürlüğünün 1999/2663 sayılı dosyasında asıl alacak 4.100.00 TL talep edildiğinden bu para ve icra masrafları davacı tarafından tamamen ödendiği, dolayısıyla fazla ödenmiş olan 1.500.00 TL ve bu paraya isabet eden işlemiş faiz, komisyon ve icra masraflarının 2.002.21 TL olduğu, bu paranın denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek, ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması halinde (dava tarihine göre) 10.552.91 TL"ye ulaştığı belirtilmiştir.
Davalının itirazı üzerine alınan 17.02.2009 tarihli ek rapora göre ise borcun satış tarihinde 4.576,54 TL"ye ulaştığı, taşınmazın 4.300.00 TL"ye alındığı için davalının fazla tahsilat yapmadığı ve sebepsiz zenginleşme olmadığı bildirilmiştir. Hükme dayanak alınan ek rapor, bozma ilamındaki ilke ve esaslara uygun değildir. Mahkemece 30.10.2008 tarihli bilirkişi raporunun esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bozmaya ve dosyaya uygun düşmeyen ek rapora göre davanın reddi şeklinde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.