Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3237
Karar No: 2020/390
Karar Tarihi: 21.01.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3237 Esas 2020/390 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/3237 E.  ,  2020/390 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... ile davalı ... ve dahili davalı ...Ş. aralarındaki tapu iptali ve tescil, alacak, ecrimisil ve ipoteğin fekki davasına dair İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04/07/2017 tarihli ve 2017/104 Esas 2017/216 Karar sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 22/01/2019 tarihli ve 2017/15166 Esas 2019/411 Karar sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
    Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; murisi ... ile davalının Kartal 10. Noterliğince düzenlenen 01/10/1999 tarihli ve ... yevmiye nolu sözleşme ile bir adi ortaklık kurduklarını, davalının bu adi ortaklık nedeniyle murisine borçlu olduğunu, ayrıca davalının imzaladığı 02/01/2001 tarihli belge ile 1169 ada 36 parselde bulunan dairesini murisine devretmeyi beyan ve taahhüt ettiğini, ancak davalının bu taahhüdünü yerine getirmediğini, ayrıca murisin ölüm tarihi itibari ile davalı ile yapmış olduğu adi ortaklığın sona erdiğini, bu nedenle tapuda murise devredileceği beyan edilen daireyi kullanan davalının kira borcunun bulunduğunu ileri sürerek; davalı adına kayıtlı daire üzerindeki ipoteğin fekki ile adına tescilini, mümkün olmaz ise rayiç bedelinin tespit edilerek ödenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla adi ortaklık sözleşmesinden doğan 100.000 TL alacağın, murisin ölümüne dek mutad ödenen ancak son 3 ayda ödenmeyen 12.000 TL"nin ve işyerinin kullanılmasından dolayı 28.000 TL kira borcunun faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacının murisine 02/01/2001 tarihli beyan ve taahhütname başlıklı yazıda belirtilen dışında herhangi bir borcu bulunmadığını, söz konusu belge tetkik edildiğinde sözü geçen dairenin muris nam ve hesabına alınmasının değil, 02/01/2001 tarihi öncesindeki borca ilişkin olarak bu dairenin devrinin öngörüldüğünün belirleneceğini, adi ortaklıktan kaynaklanan borcun zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Dahili davalı banka; tapu kaydında kendi lehlerine konulan ipoteğe dayalı borcun ödendiğini, alacaklarının bulunmadığını, ancak ipoteğin terkin edilmesi için kredi borçlusunun müracaat etmesi gerektiğini, böyle bir müracaat bulunmadığından ipoteğin terkin edilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın 6098 sayılı TBK"nın 620 ve devamı maddeleri gereğince açılmış adi ortaklık sözleşmesi gereğince kaynaklanan alacak, TMK"nın 995 inci maddesi gereğince açılmış ecrimisil, TMK"nın 881 ve devamı maddeleri gereğince açılmış ipoteğin kaldırılması ve 6098 sayılı TBK’nın 19 ve 20 nci maddeleri gereğince açılmış tapu iptali ve tescil istemine yönelik olduğu nitelendirmesi yapılarak, tapu iptali ve tescili isteminin kabulü
    ile davaya konu taşınmazın davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline, ipoteğin kaldırılması isteminin kabulü ile taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin fekkine, alacak, sözleşme bedeli ve ecrimisil istemlerinin ise reddine reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 24/11/2016 tarihli ve 2015/19685 E. 2016/13362 K. sayılı ilamı ilamıyla;
    (... 1- (...) Dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere; davalının serbest muhasebeci olduğu, davacı murisinin ise böyle bir sıfatının bulunmadığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Taraflar arasında Kartal 10. Noterliğinde düzenlenen 01/10/1999 tarih ve ... yevmiye nolu adi ortaklık sözleşmesi, yukarıda açıklanan yasa ve yönetmeliğin emredici hükümlerine açıkça aykırı olduğundan geçersizdir.
    Hal böyle olunca, mahkemece, davacının murisi ile davalı arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin geçersiz olduğu gözönüne alınarak, uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir...)
    Gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; sebepsiz zenginleşmeden doğan talepler için kısa zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu ve bu sürenin geri alma hakkının öğrenildiği anda işlemeye başlayacağı, davalıya 05/03/2009 tarihinde ihtarname gönderen davacının bu tarihte geri alma hakkını öğrendiğinin kabulü gerektiği, davanın ise bir yıllık zamanaşımı süresinden sonra 25/01/2011 tarihinde açıldığı gerekçesiyle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizce;
    (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı tarafın davalının 02/01/2001 tarihli imzasına havi belge ile 1169 ada 36 parselde kendi adına kayıtlı taşınmazı murisine devretmeyi beyan ve taahhüt ettiğini, ancak davalının bu taahhüdünü yerine getirmediğini ileri sürerek, söz konusu taşınmazın davacı adına tapuya tesciline mümkün olmaz ise rayiç değerinin tespit edilerek davalıdan tahsiline yönelik talebi de mahkemece 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden reddedilmiştir.
    07/06/1939 tarihli ve 1936/31 Esas 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında; taşınmazın haricen satışına ve satışı vaadine ilişkin muameleler kanunen geçerli bulunmamış ise de, satıcının bu işte görevli memur önünde ferağın icrasını ve aksi takdirde almış olduğu bedelin geri verileceğini taahhüt etmiş ve alıcıyla aralarında kararlaştırılmış bulunan bedeli bu şartla satıcıya vereceğini üstlenmiş ise; bu gibi uyuşmazlıklar, Borçlar Kanunu’nun 125 inci maddesine göre on yıllık zamanaşımına bağlıdır.
    Somut olayda, davalı tarafından da inkar edilmeyen 02/01/2001 tarihli belgede, davalı; ... Mah., ... Sokak, ... Apartmanı, C Blok 2 A, D: 2 nolu daireyi her ne kadar tapuda kendi üstüne tescil ettirmiş ise de bu daireyi ... borcuna karşılık üzerindeki ipotek kalktıktan sonra hiçbir bedel olmadan ... devredeceği belirtmiştir.
    Davalının, adına olan taşınmazı davacının murisine devretmeyi taahhüt ettiği bu belgeye göre, davacı tarafın talebine uygulanacak zamanaşımı süresi BK’nın 125 inci (6098 sayılı BK"nın 146 ncı) maddesi gereğince on yıldır. Zamanaşımı süresi, borcun muaccel olduğu ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar.
    Söz konusu belgede; taşınmaz üzerindeki ipoteğin kalkmasından sonra devir şartı öngörüldüğünden ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava tarihi itibariyle devam ettiği anlaşıldığından, davacının söz konusu taşınmazın devrini öngören belgeye dayalı talebinin süresinde ileri sürüldüğü gözetilerek, zamanaşımı def’inin reddine karar verilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, zamanaşımından reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir...)
    Gerekçesiyle bozulmuştur.
    Davalı vekili, bozma ilamına karşı kararın (ve maddi hatanın) düzeltilmesi isteminde bulunmuştur.
    1- Davalı tarafın karar düzeltme isteğinin incelenmesinde;
    Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında açıklanan gerekçelere göre, düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK’nın 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından, davalının karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    2- Davalı tarafın maddi hataya yönelik isteğinin incelenmesinde;
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 02/01/2001 tarihli belgede belirtilen ipoteğin, davaya konu taşınmazın tapu kaydından 05/02/2003 tarihinde terkin edildiği, akabinde davalının 22/02/2006 ve 29/11/2006 tarihlerinde kullandığı krediler nedeniyle yeniden taşınmazın tapu kaydına ipotek konulduğu, ancak Dairemiz bozma ilamında sonradan konulan ipotekler nedeniyle zuhulen “taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava tarihi itibariyle devam ettiği anlaşıldığından,” ifadesinin yazıldığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmıştır.
    Açık hatalar, resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Buna göre, dairemiz ilamındaki maddi hatanın düzeltilmesi, HMK"nın 304 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın karar düzeltme isteğinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın maddi hataya yönelen isteğinin kabulü ile Dairemizin 22/01/2019 tarihli ve 2017/15166 E. 2019/411 K. sayılı bozma ilamının üçüncü sayfasının beşinci paragrafında yazılı olan “taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava tarihi itibariyle devam ettiği anlaşıldığından,” ifadesinin çıkartılarak yerine “taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkin edildiği 05/02/2003 tarihi ile davanın açıldığı 25/01/2011 tarihi arasında on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından,” ifadesinin yazılması suretiyle ilamın düzeltilmesine, 450 TL para cezası ile 20,80 TL bakiye karar düzeltme harcının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, HUMK"nın 440 ıncı ve HMK"nın 304 üncü maddeleri uyarınca, 21/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi