9. Hukuk Dairesi 2014/320 E. , 2014/2455 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2013/209-2013/634
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı ile izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin yeni ihalenin alınamaması gerekçesiyle işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile izin ücreti alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş akdinin feshedilmediğini, davacının ihaleyi yeni alan şirkette ara vermeden çalışmasına devam ettiğini, bu nedenle feshe bağlı hakları talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, 14/12/2010 tarih ve 2009/462 E – 2010/880 K sayılı ilk karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu ilk karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz üzerine yerel mahkeme kararı Dairemizin 19/03/2013 tarih ve 2013/5588 E 2013/9306 K sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Yerel mahkeme bozmaya uymuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda mahkemece, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Bu son karar da davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında davacı vekilince dosyaya sunulan "PROTOKOL" başlıklı belgeye değer verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar yargılama süreci yukarıda belirtilmiş ise de burada yargılama sürecini yeniden hatırlatmakta fayda vardır.
Mahkemece, 14/12/2010 tarih ve 2009/462 E – 2010/880 K sayılı ilk karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu ilk karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz üzerine yerel mahkeme kararı Dairemizin 19/03/2013 tarih ve 2013/5588 E – 2013/9306 K sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Yerel mahkeme bozmaya uymuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda mahkemece, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
İlk hükmün bozulmasına dair Dairemiz kararını biraz daha ayrıntısıyla incelemek gerekir. Bozma ilamında, davalı .. Şirketinin (bu dosyada da davalıdır) dava dışı Yurtkur"dan aldığı ihalenin 31/12/2008 tarihinde sona erdiği, yeni ihaleyi dava dışı .. Şirketinin aldığı, davacının hizmet cetveline göre 10/02/2009 tarihinden itibaren dava dışı yeni ihaleyi alan .. Şirketinde çalışmaya başladığının görüldüğü, buna rağmen davacı tanıklarının davacının .. Şirketinde hiç ara vermeden çalışmaya başladığını beyan ettikleri, davacı tanıklarının bu beyanları ile davalı .. Şirketinin "Davacı ihaleyi yeni alan alt işveren yanında çalışmasını ara vermeden sürdürmüştür..." şeklindeki savunmasının birlikte değerlendirildiğinde davalı .. Şirketi ile dava dışı .. Şirketi arasında işyeri devrinin bulunduğu, davacının işyerini devralan yeni alt işveren nezdinde kesintisiz olarak çalışmaya devam ettiği, davacının feshe bağlı kıdem tazminatı ve izin ücreti alacaklarını talep edemeyeceği bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında davacı vekilince dosyaya sunulan "PROTOKOL" başlıklı belgenin incelenmesinde; belge tarihinin 22/03/2011 olduğu, belgenin en üst kısmında belgeyi düzenleyen ve imzalayan tarafların ( işçiler ile işverenin) adları ile ticari ünvanlarının yazılı olduğu, bunun hemen altında yapılan icra takipleri için tarafların hesap mutabakatı sağladığı ve bu mutabakat çerçevesinde işçilik alacaklarının ödenmesi ve taksitlendirilmesi için tarafların anlaştığı, belgenin sonraki bölümlerinde işçilerin alacaklarının kalem kalem miktar olarak belirtildiği ve en alt kısmında ise taksit tarihlerinin yazıldığı görülmüştür.
Mahkeme, bu protokole dayanarak, "Taraflar arasında imzalanan protokol ile davaya konu edilen alacakların ödendiği ve davanın konusuz kaldığı..." gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermiştir.
Dava tarihinin 04/06/2009 olduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır. Yerel mahkemece verilen ilk karar tarihi 14/12/2010" dur.
Yerel mahkemenin ilk kararının bozulmasına dair Dairemiz kararı 19/03/2013 tarihinde alınmıştır.
Yukarıda da belirtildiği üzere protokol 22/03/2011 tarihinde imzalanmıştır.
Protokol başlıklı belge davacı vekili tarafından bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında dosyaya sunulmuştur.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Somut olayda, yukarıda yapılan tespitlerden de anlaşılacağı üzere, mahkemece hükme esas alınan protokol yerel mahkemece verilen ilk karar tarihinden sonra ancak Dairemizin bozma kararından önce imzalanmıştır. İlk temyiz incelemesi aşamasında bu belge hiç gündeme getirilmemiştir. Bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında dosyaya iş bu belge sunulmuştur. Bu belgenin davadan feragat, davanın kabulü ya da sulh sözleşmesi olarak kabulü mümkün değildir. Belge, taraflar arasında alacakların taksitle ödenmesi konusunda yapılan bir sözleşmedir. Dosya kapsamından da belgede taraflara yüklenen yükümlülüklerin taraflarca yerine getirilip getirilmediği anlaşılamamaktadır.
Bu sebeplerle bozmadan sonra yapılan yargılama aşamasında bahsi geçen belgeye değer vermek mümkün değildir. Mahkemece yapılması gereken, bozma ilamına uyulduğuna göre, belgeyi hiç nazara almadan bozma doğrultusunda davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bozma kararına uyulduğunun belirtilmesine rağmen, bu belgeye değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.012014 gününde oybirliğiyle karar verildi.