17. Hukuk Dairesi 2014/589 E. , 2015/9810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.09.2015 Salı günü davacı vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ve davalı ... vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ..."ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 28.7.2010 tarihinde davalı ..."ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu ..., dava konusu taşınmazı 94.500 TL bedelle sattığını, takip konusu 300.000 TL bedelli senedin 2005 yılında depozito senedi olarak verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce ve kısmen borca mahsuben yapıldığını, aciz belgesi sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, satış işleminin gerçek olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda, dava önkoşulları yönünden dosya incelendiğinde borçlu hakkındaki ... takiplerinin kesinleştiği, takip konusu borçların davacı ile borçlu arasında altı yıldır devam eden ticari ilişki nedeniyle cari hesap ilişkisi şeklinde devam etmesi nedeniyle tasarruftan önce doğduğu, alacakların gerçek olduğu, aciz belgelerinin sunulduğu ve davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından dava önkoşullarının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunmamakla birlikte dava konusu taşınmazın davalı borçlu ..."ın davalı 3.kişi ..."e 6.4.2010 tarihinde verdiği 21.8.2010 keşide tarihli 20.000 TL"lik senet borcu da mahsup edilmek suretiyle satıldığı, tanık beyanlarından davalıların satış öncesi tanıştıkları, hatta davalıların savunmalarından, aralarında ticari ilişki, alacak- borç ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından davalı ..."in borçlu ..."ın durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü ile dava konusu tasarrufun davacının dava konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak İİK"nun 280/1 maddesi gerekince iptaline karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.9.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.