Esas No: 2020/5778
Karar No: 2022/9102
Karar Tarihi: 10.05.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/5778 Esas 2022/9102 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2020/5778 E. , 2022/9102 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM:Sanık ... hakkında beraat; sanık ... hakkında hükümlülük, müsadere, nakil aracının iadesine
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Katılan ... İdaresi vekilinin sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ...'ın kullandığı sanık ...'nın içinde bulunduğu ... plaka sayılı Levent marka açık kasa kamyonetin kasa kısmında box kutular ve siyah poşetler içerisinde 4000 karton kaçak sigaranın ele geçirildiği, sanıkların aşamalardaki savunmalarında birbileri ile yakın akraba olup ... iline doğru birlikte yola çıktıklarını, yol üzerinde bulunan ...'den sanık ...'ın sigara aldığını beyan ettikleri olayda, her ne kadar sanık ... araçta sigara bulunduğunu bilmediğini savunmuş, bu beyan diğer sanık tarafından da doğrulanmış ise de, aracın açık kasa olması, kasanın başlangıçta boş olmasına rağmen ...'de sigara yüklü olarak yola devam etmesi, kaçak eşyanın araç içindeki durumu ve yakalanış şekli ve zamanı ile ele geçen sigaraların miktarı hususları birlikte gözetilerek sanıkların atılı suçu iştirak halinde işlediklerinin kabulü ile sanığın üzerine atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
II) Sanık ... müdafii ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz istemine göre yapılan incelemede;
1)Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre ise,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağı hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2) Suç konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3) Suça konu kaçak eşyanın taşıma aracının kapasitesine göre miktar veya hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturduğu ve kaçak eşyaların değeri ile nakil vasıtasının bilinen değeri göz önüne alındığında TCK'nun 54/3. maddesine göre müsaderenin hakkaniyete aykırı olmayacağı, suçta kullanılan nakil aracının kayden malikinin ... olduğu ve malen sorumlunun 30/04/2015 tarihli beyanında aracın patronu olan sanık ...'a ait olduğunu, ancak patronu borçlu olduğu için kendisi adına kayıtlı olduğunu beyan ettiği, bu durumda aracın gerçek malikinin sanık ... olduğu gözetildiğinde, müsaderesi talep edilen nakil aracının TCK’nun 54/1. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/05/2022 tarihinde I nolu karar yönünden oy çokluğuyla, II nolu karar yönünden oy birliğiyle karar verildi.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık ... hakkında kurulan beraate ilişkin hükmün, katılan ... vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Sanık ..., diğer sanık ... tarafından da doğrulanan, aşamalardaki değişmeyen savunmalarında özetle, sanık ...’ın halasının oğlu olduğunu, bir gün önce Mardin’e gideceğini, birlikte gitmeyi teklif ettiğini, gezmek için kabul ettiğini, olay günü birlikte ...’e gittiklerini, ...’de ...’ın kendisini otagarda bıraktığını, 1 saatten daha uzun bir süre sonra geri geldiğini, döndüğünde aracın yüklü olduğunu
ancak üzerinin branda ile kaplı olması nedeniyle yükün ne olduğunu görmediğini, ...’ında yükün ne olduğunu söylemediğini, polisin durmaları için tepe lambasını yaktığında sigara olduğunu söyleyince öğrendiğini, suçlamayı kabul etmediğini söylemiştir.
Dosyada bulunan 16.02.2015 tarihli Araç Arama-Muhafaza Altına Alma ve Yakalama Tutanağına göre, sanık ...’ın şoför olarak kullandığı, sanık ...’nın yolcu olarak bulunduğu açık kasa kamyonette, üzeri branda ile kapalı vaziyette 4.000 karton gümrük kaçağı sigara ele geçirildiği anlaşılmaktadır.
Dosyada bu anlatılanlar dışında da başkaca delil bulunmamaktadır
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 04/04/2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere “… ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.”
Tüm bu anlatılanlar, dosya kapsamı, sanık ... tarafından da doğrulanan sanık ...’nın aşamalardaki savunmalarında ... tarafından alınan sigaralardan haberini olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini söylemesi, suça konu sigaraların aracın kabini dışında üzeri branda ile örtülü açık kasa içerisinde ele geçirilmesi, dosyada başkaca delilin bulunmaması, açık kasada üzeri branda ile örtülü olarak ele geçirilen sigaraların varlığından sanık ...’nın haberdar olduğunun kabulünün ancak varsayımdan ibaret olması, ceza yargılamasında cezalandırılabilmek için varsayımdan daha fazla delilin bulunması zorunluluğu birlikte değerlendirildiğinde, sanığın müsnet suçtan cezalandırılması için savunmalarının aksine somut, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi nedeniyle yerel mahkemenin sanık ...’nın beraatine ilişkin usul ve yasaya uygun kararının onanması yerine bozulmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz.10.05.2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.