Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/808
Karar No: 2015/9813
Karar Tarihi: 29.9.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/808 Esas 2015/9813 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/808 E.  ,  2015/9813 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 12/11/2013
    NUMARASI : 2012/163-2013/523

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.09.2015 Salı günü davacı vekili Av. B.. Y.. ile davalı A.. Ö.. vekili Av. E. S. geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu O.. G.."in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı .... plakalı ticari aracını 9.4.2010 tarihinde ticari plakası ile birlikte davalı A.. Ö.."e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı borçlu O.. G.. savunma yapmamıştır. Davalı borçlunun yargılama sırasında vefatı üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiş, dahili davalılar savunma yapmamıştır.
    Davalı A.. Ö.. vekili, borçlunun mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiğini, aciz belgesi sunulmadığını, takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu, dava konusu aracın 1/2"sinin 2009 yılı temmuz ayında kalan 1/2 hissenin de 2010 yılı şubat ayında müvekkilinin babası A. Ö. tarafından alındığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, aracın 1/2"sini için 100.000 TL, kalan 1/2"si içinde üzerindeki hacizler nedeniyle dava dışı kişilere 149.500 TL ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, dava konusu satış işleminin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir

    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması, davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir.
    İ.İ.K’nin 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur,bu karine ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir hükmünün de değerlendirilmesi gereklidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede

    yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda, mahkemece dava konusu satış işleminin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 10.3.2010 tanzim tarihli bonoya dayandığı, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu, 1.3.2012 tarihli haciz tutanağının İİK"nun 105.maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufun borçtan sonra yapıldığı, davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı anlaşıldığından dava ön koşuları gerçekleşmiştir.
    Dava konusu aracın ticari oto olduğu ve aracın ticari plakası ile birlikte borçlu tarafından davalı A.. Ö.."e satıldığı anlaşıldığından ve İİK"nun 280/son fıkrasındaki karine aksinin davalılar tarafından ispatlanamaması nedeniyle dava konusu 9.4.2010 tarihli araç ve ticari plaka satışına ilişkin tasarrufun İİK"nun 280/son maddesi gereğince; ayrıca davalı A.. Ö.."in babası ile borçlunun aynı işkolunda çalışmaları, dinlenen tanık beyanlarından davalı 3.kişi A.. Ö.."in borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından dava konusu tasarrufun İİK"nun 280/1 maddesi gereğince de iptale tabi olduğu gözönüne alınarak davacının takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.9.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi