3. Hukuk Dairesi 2020/5168 E. , 2021/4922 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalının Muğla ilinde bulunan Korkmaz Kız Öğrenci Evlerinin işletmecisi olduğunu, davacı ...’ın 2010-2011 eğitim-öğretim döneminde kız öğrenci yurdunda kalmak için davalı ile 20.10.2010 tarihli sözleşme imzaladığını, her ay kira bedelinin ödenmesi amacıyla davalıya çok sayıda senet verildiğini, diğer davacı ...’ın ise davacı ..."ın babası olup kefil sıfatı ile anılan senetleri imzaladığını, davalı ile davacı ... arasında çıkan tartışma sonucunda, davacı ...’ın 06.11.2010 tarihinde yurttan ayrılmak zorunda kaldığını, Muğla Sulh Ceza Mahkemesi’nin 21.04.2011 tarih ve 2010/1347 Esas, 2011/469 Karar sayılı kararı ile davalı hakkında hakaret ve basit tehdit suçundan mahkumiyet kararı verildiğini, ceza dosyasına konu olayın ardından, davacı ...’ın polis eşliğinde eşyalarını alarak yurttan 06.11.2010 tarihinde ayrılması nedeniyle davalının elinde bulunan senetlerin bedelsiz kaldığını, ancak davalının elinde bulunan 8 adet senede dayalı olarak kendileri aleyhine Muğla 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1769 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını ileri sürerek, icra takibine konu senetlerin bedelsiz olması sebebiyle icra takibinin iptaline ve davalı aleyhine alacağın % 40’ı oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, yargı yerinin belirtilmesi kararı üzerine, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar eldeki dava ile, davacı ...’ın 20.10.2010 tarihli sözleşmeye istinaden davalıya ait öğrenci evlerinde kaldığını, aylık ödenen kira için davalıya çok sayıda bono verildiğini, diğer davalı ...’ın ise davacı ...’un babası olduğunu ve bonoları kefil sıfatıyla imzaladığını, davalı ile yaşanan tartışma neticesinde davacı ...’ın yurttan ayrılmak zorunda kaldığını, sonrasında davalı hakkında hakaret ve basit tehdit suçundan mahkumiyet kararı verildiğini, davalının bedelsiz kalmasına rağmen elinde bulunan 8 adet bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını ileri sürerek, anılan icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacıların icra takibine konu senetleri davalıya yurt bedeli karşılığında teminat olarak verildiği konusundaki iddiaları ile senetlerin bedelsiz kaldığı konusundaki iddialarını da yazılı ve kesin deliller ile ispatlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından ve davalı vekilinin cevap dilekçesindeki kabul mahiyetindeki “...ancak sayın mahkemenizin aksi kanaatte olması ve kambiyo senedinin dayanağı olarak iddia edilen sözleşmenin geçerliliği hususunun araştırılması ve incelenmesi kanaat getirilmesi durumunda söz konusu sözleşmede de müvekkilin haklı olduğu ve davanın reddedilmesi gerektiği aşikardır...eğitim döneminin başlamasından itibaren davacı ... ve oda ... ev kurallarına riayet etmemişler ve diğer ev sakinlerine yurt içerisinde rahatsız etmiş. Diğer daire sakinleri yönetime defalarca şikayette bulunmuştur...” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, icra takibine konu senetlerin davalıya, davacılar ve davalı arasındaki 20.10.2010 tarihli sözleşme kapsamında kira bedellerinin ödenmesi amacıyla verildiği sabittir. Yine davacı ...’ın davalı ile aralarında vuku bulan, sonrasında ceza dosyasına da konu olan tartışma neticesinde 06.11.2010 tarihinde sözleşme konusu odayı boşaltarak anahtarını davalıya teslim ettiği ve yurttan ayrıldığı anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, davalının anılan beyanı üzerine icra takibine konu senetlerin taraflar arasındaki 20.10.2010 tarihli sözleşme gereği verildiği kabul edilerek, davalı hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda verilen Muğla Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/1347 Esas, 2011/469 Karar sayılı kararın, davacılar için sözleşme ilişkisinin sona erdirilmesi yönünden haklı sebep teşkil edeceği bu durumda dava konusu senetlerin de bedelsiz kalacağı dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.