Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/2, 62, 63, 53/6. maddeleri gereğince mahkûmiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Türk Ceza Kanunu"nda taksir, basit taksir ve bilinçli taksir şeklinde ayrıma tabi tutulmuş, Kanunun 22/3. fıkrasında bilinçli taksir; “Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi” şeklinde tanımlanmış, bu halde taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarıya kadar arttırılacağı öngörülmüştür. Taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırıcı ölçüt; taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörememesi, bilinçli taksir halinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır. Bilinçli taksirde netice, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiş olup fail sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket etmektedir. Öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesinin istememesine rağmen objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmek suretiyle neticenin meydana gelmesinin engellenemediği halde bilinçli taksir, öngörülebilir neticenin objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmiş olması nedeniyle öngörülemediği hallerde ise basit taksir söz konusu olacaktır. Olay günü gündüz saat 15:15 sularında bulutlu ve yağmurlu havada, meskun mahal dışında, bölünmemiş, 2 yönlü, 8 metre genişliğindeki yüzeyi ıslak, asfalt kaplama, dik eğimli, korkuluksuz sert virajlı, azami hızın saatte 40 km/s. olduğu ve bunun kaza mahalline 120 metre mesafedeki trafik işaret levhasıyla belirlendiği yolda, idaresindeki çekici ve buna takılı, kepçe yüklü yarı römorkla, takoğraf çıktısına göre saatte 61 km/s hızla seyir halinde bulunan sanığın, virajı alamayarak şerit ihlali yapması sonucunda, karşı istikamette sevk ve idaresindeki otomobille seyir halinde bulunan ..."nın sevk ve idaresindeki araca tam kusurlu olarak çarpması şeklinde gelişen, iki kişinin ölümü ve bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan olayda; gerçekleşen netice öngörülebilir ise de, fail tarafından öngörülmüş olmasına karşın, failin şansına veya başka etkenlere güvenerek hareketini sürdürdüğüne ilişkin herhangi bir bilgi ve belirleme bulunmadığından, tebliğnamede eylemin bilinçli taksirle gerçekleştirildiği yönünde bozma öneren (1) no.lu görüşe;
Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1 ve 22/4. maddelerine yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında
hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği, sanığın tam kusurlu eylemiyle sebebiyet verdiği kaza sonucunda 2 kişinin öldüğü ve 1 kişinin yaralandığı olayda, mahkemece sanık hakkındaki temel cezanın teşdiden tayininde ve teşdidin derecesine ilişkin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamede sanık hakkında tayin olunan cezanın fazla olduğu gerekçesiyle bozma öneren (2) no.lu görüşe, iştirak edilmemiş; gerekçeli karar başlığında CMK’nın 232/2-c maddesi uyarınca suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi mahallinde tamamlanabilir eksiklik olarak kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura, hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi gerektiğine, eksik incelemeye; katılan vekilinin bilinçli taksirin şartlarının oluştuğuna, tayin edilen cezanın az olduğuna, hükmolunan hapis cezasında takdiri indirim yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.