Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/11759
Karar No: 2021/10657
Karar Tarihi: 21.09.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/11759 Esas 2021/10657 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/11759 E.  ,  2021/10657 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

    Davada Davalı :... Denizcilik Ltd.Şti. adına Av. ...
    Kısıtlı :...

    İlk Derece
    Mahkemesi :... 2. İş Mahkemesi
    No :2015/814-2020/337

    İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21/09/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. ...... ile davacılar adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı kazalı ile eşi asıl dava dosyasında kazalının kendisi için 328.822,67 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, eş için 100.000,00 TL manevi, davacı çocuklar birleşen dava dosyasında 100.000,00’er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.

    II-CEVAP:
    Davalı taraf davaya cevabında özetle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince davalı işverenin %100 kusurlu olduğu kabulünden hareketle asıl dava dosyasında davacı kazalının maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı kazalı lehine 90.000,00 TL, davacı eş lehine 55.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, birleşen dava dosyasında ise davacı çocuklar lehine 30.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    C-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı işveren vekili temyiz dilekçesinde özetle, birleşen dava dosyasının dava dilekçesi kendilerine tebliğ edilmediği için savunma haklarının kısıtlandığını, müvekkilinin kusur ve sorumluluğu olmadığını, illiyet bağının kesildiğini, müvekkilinin davaya konu hadiseyi önleme kudreti ve imkanının olmadığını, kazalının asli kusurlu olduğunu, manevi tazminatların fazla olduğunu ileri sürmüştür.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dosya kapsamından, davacı kazalının davalı şirkete ait ...Gemisi’nde güverte lostromosu olarak çalıştığı, geminin Ukrayna’nın ... Limanı’nda bulunduğu esnada kazalının gemiden ayrıldığı, liman dışında kimliği tespit edilemeyen kişiler tarafından uğradığı saldırı nedeniyle yaralandığı, sürekli iş göremezlik oranının %65,00 olarak belirlendiği, mahkemece davacı sigortalının gemiden kaptan talimatı ile diğer gemi çalışanı ..."ı aramak için gönderildiği, buna göre davalı işverenin olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu kabulünden hareket edilerek sonuca gidildiği, birleşen dava dosyasının dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğe çıkarılmadığı, birleştirme kararı tebligatının ise bila tebliğ iade edilmesinden sonra davacı tarafından masrafı yatırıldığı buna karşılık dosyada tebliğe ilişkin bir belge bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının veya hak sahiplerinin kazanç kaybının hesaplanmasında davacı veya hak sahibinin kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
    Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş rücuan tazminat ve ceza davaları varsa, rücuan tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle sigortalı ile davalının ve varsa dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri konusunda rapor alınması gereklidir.
    Buna göre; işverenin ve üçüncü kişilerin iş kazasındaki kasıt veya kusurunun tespiti amacıyla; iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir.
    Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değil, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
    Yine, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine göre hüküm tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini içermelidir.
    Somut olayda iş kazasının gemi çalışanı ...’ın gemiden ayrılmış olması nedeniyle onun bulunması ve çağırılması amacıyla davacı kazalının kaptan tarafından görevlendirilmesi sonrasında gemi dışında gerçekleşen olaylar nedeniyle meydana geldiğine dair mahkeme yaklaşımı, bilirkişi değerlendirmeleri, tanık Sinan’ın olayın iş kazası olduğunun tespitine ilişkin dava dosyasında yer alan ifadesinde 18/11/2007 tarihli ifade tutanağındaki beyanıyla arasındaki çelişki giderilerek tespit edilen deliller ve olgular kapsamında isabetlidir. Ne var ki olayın oluş biçimi dikkate alındığında eldeki davada mahkemece davalı işverenliğin %100 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesi yerinde görülmemiştir. Yine birleşen dava dosyası dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edilmeyerek adı geçenin savunma hakkının kısıtlanması da hatalıdır.
    Bu açıklamalara göre mahkemece yapılacak iş, yukarıda izah edilen yaklaşımlar kapsamında iş kazasının meydana geldiği iş kolunda uzmanlıkları ve deneyimleri bulunan iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyetinden yeniden kusur raporu almak, bu çerçevede tarafların kusur oran ve aidiyetleri belirlenirken kazaya sebebiyet veren olay örgüsü, kazalının tazminat sorumlusunun yükünü ağırlaştıran eylemlerini dikkate almak, iş göremezliğe neden olan yabancı meçhul kişilerin kusurlarını da irdelemek, diğer taraftan rücu imkansızlığı da gözetilmek suretiyle işverenin teselsül sorumluluğundan belli bir oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini gözeterek sonucuna göre karar vermek, şayet yeni ve farklı kusur oranları tespit edilirse tazminat hesabı yapılırken hükmü davacıların temyiz etmediğini dikkate alarak hükme dayanak kılınan hesap raporundaki veriler yönünden davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı gözetmek, birleşen dava dosyası yönünden davalının savunma hakkının kısıtlandığının kabulü ile savunması tespit edilip varsa delilleri toplanarak yeniden hüküm kurmaktan ibarettir.
    Kabul ve uygulamaya göre de bölge adliye mahkemesi karar başlığında davacı kazalı ...’ın davacı olarak değil yalnızca kısıtlı olarak gösterilmesi, yine ilk derece mahkemesi gerekçeli karar başlığında davacı kazalı ...’ın vasisi eşi ... olmasına karşın davacı çocuk Tunahan’ın kazalı davacının kanuni temsilcisi hem de velisi olarak gösterilmesi isabetsizdir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılmasına, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, davalı Avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL. duruşma Avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi