16. Hukuk Dairesi 2018/501 E. , 2020/4399 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli olmadığı, dava konusu taşınmaza hava fotoğraflarının uygulanmadığı, sınırında dere olan taşınmazda imar-ihya yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi tarihte başladığı hususunda ayrıntılı rapor alınmadığı, imar-ihya tarihi ile dava tarihi arasında davacı yönünden yirmi yıl ve üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığının araştırılmadığı belirtilerek; taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 15, 20, 25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilip ikmal edildikten sonra, mahallinde ziraat mühendisi, jeoloji mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi huzurunda yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kaldığı, zilyetliğin malik sıfatı ile sürdürülüp sürdürülmediği hususlarında araştırma yapılması, daha sonra jeolog, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kuruluna dosyanın tevdii ile streoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği, dere yatağında kalıp kalmadığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihleri ve imar-ihyası tamamlanmış ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihlerin ayrı ayrı belirlenmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın 12.05.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 813,62 metrekare yüzölçümündeki kısmının bahçe vasfı ile 402 ada 4 parsel nolu parsele eklenmek suretiyle davacılar ... ve arkadaşları adına tapudaki payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacılar lehine imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usuli müktesep hak oluşacağından, bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece, dava konusu yerin dere yatağının kenarında bulunması nedeniyle keşfe götürülen jeoloji bilirkişisi raporunda, çekişmeli taşınmaz bölümünün derenin aktif alanı içerisinde bulunduğu ve ıslahı gerektiği belirtildiği halde, hava fotoğraflarının incelenmesi neticesi sunulan jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişinin taşınmazın niteliğinden söz edilmeksizin soyut olarak, sadece dere yatağında kalmadığını, ziraat bilirkişisinin ise ayrıntıya girilmeksizin sadece taşınmaz bölümü üzerinde zirai ağaçların bulunduğunu ifade eden raporları ile arada oluşan çelişki giderilmeden anılan raporlara itibar edilerek hüküm kurulması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli olmayıp, buna göre bozma ilamı gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden söz edilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece, uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamının gerekleri göz önüne alınarak mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, jeoloji bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; jeoloji mühendisi bilirkişiden, önceki jeolog raporunu da değerlendirir mahiyette, taşınmazın aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, dere yatağı vasfında değilse derenin aktif etki alanında kalıp kalmadığı ve derenin ıslahının gerekip gerekmediği hususlarını içerir rapor alınarak dosyasına konulmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, önceki ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün her yönünden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden, stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerde çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı ve bundan sonra dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa"nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.