Esas No: 2020/426
Karar No: 2021/1493
Karar Tarihi: 25.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/426 Esas 2021/1493 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
....
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI ....
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/01/2020 tarih ve... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ..." ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “..... ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu,... kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından...tirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalının başvurusunun şekil unsuru baskın olmak suretiyle genel izleniminin müvekkiline ait markalara benzediğini, davaya konu davalı başvurusunu gören tüketicilerin markayı müvekkiline ait markaların serisinden olarak algılayacağını, YİDK kararında müvekkiline ait markaların tanınmışlığının dikkate alınmadığını, davalının bu tescilinin, haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek...sayılı kararın iptali ile dava konusu... başvuru numaralı .... ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkiline ait markanın görsel, işitsel ve fonetik olarak davacı markalarından tamamen farklı olduğunu, .... kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki dava konusunu oluşturan çekişmeli 29. sınıftaki malların, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mallar ile aynı/benzer oldukları, davaya konu davalı markasının yazı, renk ve şekil kompozisyonundan oluşan kompleks bir marka olduğu, marka kompozisyonunda daha önceden davalı adına... tescil numaralı markalarda bağımsız olarak tescil edilmiş olan yeşil renkli bir oval grafik içerisinde “...” sözcüğünü ve ağaç ve kulübe grafiklerini içeren markanın bulunduğu, bu şeklin altında ürün adını karşılar şekilde “... ....” ibaresinin bulunduğu, son olarak yoğurt ürünü ile ilişkilendirilerek Türk Edebiyatının bilinen figürlerinden olan ... ...’nın yine hemen herkesçe bilinen “...” fıkrasını canlandıran şekil unsurunun bulunduğu, davaya konu marka başvurusunda bulunan şekil kompozisyonu davacı markalarından oldukça farklılaşmış olup, taraf markalarının görsel olarak benzer olmadıkları, diğer taraftan davaya konu markalarda bulunan “...” , “...” ve sair kelimelerin birbirinden farklı okunacak olması karşısında markalar arasında sesçil benzerlik bulunmadığı, dava konusu markalar arasında 6769 s. SMK 6/1 maddesi kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davaya konu başvuruda bulunan ...” fıkrasını konu alan konseptin ise bundan farklı olduğu, davacının bu şekilde bir kullanımının bulunmadığı dolayısıyla SMK m. 6/3’den kaynaklı bir tescil engelinden söz edilebilmesinin mümkün olmadığı, tanınmış olarak tescil edilen markanın sadece “...” ibaresinden ibaret olması, davaya konu başvurunun ise bir kompozisyon olması ve markaların birbiri ile benzer olmaması karşısında davaya konu markayı gören tüketicilerin aklına davacının gelmesi ve tüketicilerin mezkûr markayı davacının seri markalarından birisi zannetmesi veya davacı ile bir bağlantısı olduğu yanılgısına düşmeleri, davalının haksız bir kazanç sağlaması, markanın daha kolay hatırlanır olması yahut markanın itibarına zarar verilmesi, “...” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşmesi tehlikesinin ispatlanamadığı, dolayısıyla SMK'nın 6/5. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı, SMK'nın 6/6. maddesi kapsamında tescil engelinin bulunmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davaya konu marka ile müvekkil şirket markası görselleri ayırt edilemeyecek derecede benzer olup, bu benzerlik ortalama tüketici nezdinde iltibasa yol açtığını, müvekkili şirketin davaya dayanak markaları sınırlı sayıda belirtilmemiş ve delil dilekçesinde ilgili markalara yer verildiğini, müvekkilinin tüm markalarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin markalarının bir arada değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu markanın tescili halinde bu markalı ürün ya da hizmetlerin müvekkilinin seri markalarından biri olduğu ve/veya müvekkili ile bağlantılı bir şirket tarafından üretildiği intibaı yaratılacağını, dava konusu markanın müvekkilinin markasının içeriğini sulandırıcı nitelikte bulunduğunu, kötü niyetli marka tescil talebi olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin başvurusuna konu olan marka ile davacının itirazına mesnet gösterdiği tüm markaları arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1. maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davaya konu başvuruda bulunan... fıkrasını konu alan konsepti şekilde davacının bir kullanımının bulunmadığının anlaşılması karşısında SMK'nın 6/3. maddesinden kaynaklı bir tescil engelinden söz edilemeyeceği, markaların birbiri ile benzer bulunmaması nedeniyle davalı Şirketin başvurusuna konu markayı gören tüketicilerin aklına davacının gelmesinin, bu markayı davacının seri markalarından birisi zannetmelerinin, davalının haksız bir kazanç sağlamasının, markanın itibarına zarar verilmesinin, “...” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşmesi tehlikesinin olmasının dosya kapsamında bulunan deliller ile ispatlanamadığı, dolayısıyla SMK'nın 6/5. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı, SMK'nın 6/6. maddesi kapsamında tescil engelinin bulunmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2021
...
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.