Esas No: 2019/1692
Karar No: 2021/1420
Karar Tarihi: 25.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1692 Esas 2021/1420 Karar Sayılı İlamı
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ...
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
....
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :09/05/2019
NUMARASI ...
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı banka vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile dava dışı ... arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesine davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, asıl borçlu tarafından anılan sözleşme hükümleri gereğinin yerine getirilmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini ve akabinde başlatılan icra takibine davalıların itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalıların müşterek borçlu - müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış olmaları nedeniyle bankanın rehni paraya çevirmeden önce doğrudan müteselsil kefile müracaat edebileceğini, davalıların kefalet limitlerinin ve temerrüt faizi oranının sözleşme ile belirlenmiş olduğunu ve sözleşme ile belirlenmiş temerrüt faizi oranının uygulanmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığını iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar ..., ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; bankanın öncelikle rehin varsa rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması gerekirken hem rehinin paraya çevrilmesi yoluyla hem de ilamsız icra takibi yoluyla icra takibi başlatmış olmasının kötüniyetli olduğunu, sözleşmeler incelendiğinde hukuka uygun olarak müteselsil kefil alınmadığından dolayı ortada geçerli bir kefaletin bulunmadığının görüleceğini, usulüne uygun kefalet bulunmadığından kredi sözleşmelerinin davalı müvekkilleri yönünden bağlayıcılığının bulunmadığını, yeni BK ile getirilen değişiklikler ve...ile Yargıtay Kararlarına göre müteselsil kefiller için; eşin rızasının olması, kefilin kendi el yazılı ile tarih atması, kefalet süresini yazması, adına, soyadını, müteselsil ibaresini yazması, sorumlu olduğu azami miktarı belirtmesi, miktarın hem rakamla hem de yazı ile olması, yine kendi el yazısı ile lehine kefalet verilen borçlunun adının soyadının yazılması, eş rızasının kefalet ile aynı anda olması ve kanunun aradığı şartlan taşıması gerektiğini, davalı ...'nın eşinin muvafakatinin bulunmadığını, eşinin okuma yazmasının olmadığını, kendi el yazısıyla tarih yazılmadığını, kefalet süresinin gösterilmediğini, ...'da da aynı eksikliklerin mevcut olduğunu, ortada geçerli bir müteselsil kefalet söz konusu olmadığı için adi kefalet hükümlerinin uygulanması gerektiğini, adi kefalette ise asıl borçlu hakkında aciz vesikası temin edilmeden diğer kefillere gidilemeyeceğini, kredi sözleşmesinde el yazısıyla yazılan ibarelerin ve imzaların mevekkillerine ait olup olmadığı hususunda imza ve yazı incelemesi yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; gayrinakdi çek kredisinden kaynaklanan nakdi alacak talebi bakımından.... çeklerden kaynaklanan riskin 26.03.2010 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, anılan sözleşmede davalılardan ...'ın imzasının bulunduğu, davalının imza inkarı sonucu yapılan bilirkişi incelemesinde ... adına atılmış imzaların bu davalı eli ürünü olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla bilirkişi marifetiyle mahkemeye sunulan denetime elverişli rapor uyarınca gayrinakti çek kredisinden kaynaklı 4.180,00 TL aslı alacak, 177,13 TL işlemiş faiz ve 8,86-TL BSMV olmak üzere toplam 4.365,99 TL üzerinden icra takibinde belirtilen şartlarla beraber takibin davalı ... yönünden devamına karar verilmesi gerektiği, asıl alacak likit olduğundan 836,00 TL icra inkar tazminatının davalı ...'dan tahsili ile davacıya verileceği, gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklanan nakdi alacak talebi bakımından bu teminatı riskinin 05.07.2012 tarihli sözleşme kapsamında olduğu, anılan sözleşmede davalılardan ...'ın kefalet imzasının bulunduğu, bilirkişi marifetiyle mahkemeye sunulan denetime elverişli rapor uyarınca gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklı 64.786,00-TL aslı alacak, 1.242,78-TL işlemiş faiz, 08.01.2014-21.01.2014 faiz 1.263,46-TL olmak üzere toplan 2.506,24-TL faiz ve 125,31-TL BSMV olmak üzere toplam 67.417,55-TL bu davalı yönünden takip yapılabileceği, ancak davacı bankanın icra takibinde bu davalı yönünden 150.000,00 TL tutarındaki ipotek limitini düşülmesini talep ettiğinden bu davalı yönünden borcun söz konusu olamayacağı, taksitli ticari krediden kaynaklanan talep bakımından dava dışı ...'a davacı banka tarafından 26.04.2013 tarihinde 36 ay vade ve yıllık yüzde 15.60 faiz oranı ile 124.000,00 TL tutarında taksitli kredi kullandırıldığı, bu kredinin son olarak 26.08.2013 tarihinde vadeli taksitinin ödendiği, diğer taksitlerinin ise ödenmediği, bu sözleşme altında ..., ... ve ...'ın kefalet imzalarının bulunduğu, ancak adı geçenlerin kefaletlerinde kefalet tarihinin belirtilmemesi, ilave olarak ...'ın ve ...'ın kefaletlerinde eş rızalarının bulunmaması karşısında adı geçenlerin kefaletlerinin geçersiz olduğundan bu davalılara karşı takip yürütülemeyeceği, davacı yanın yapılan icra takibinde bankaya iade edilmeyen çekler için 26.125,00-TL''nin depo edilmesini istemiş olmasına karşın bilindiği üzere çek yaprakları ile ilgili depo talebinde bulunulması için genel kredi sözleşmesinde buna ilişkin hüküm bulunması gerektiği (bkz. Yargıtay 19. HD.'nin 2016/2351 esas, 2016/13926 karar sayılı ve 25.10.2016 tarihli; aynı dairenin .... karar sayılı ve 21.01.2014 tarihli ilamları), davalı kefiller hakkında konu sözleşmede depo talebinden kefillerin sorumlu olacağına ilişkin düzenleme bulunmadığından davalılar hakkında çek yaprakları için istenen depo bedeli yönünden icra takibi yapılmayacağı, bu suretle gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklı takip ve taksitli ticari krediden kaynaklı yapılan takip yönünden ve davacının çek yaprakları için istediği depo talebi yönünden davanın reddine karar verileceği, davalı yanın davacı aleyhine kötüniyet tazminatı şartları oluşmadığından talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne Ankara 5. İcra Dairesinin .... esas sayılı dosyasında davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile; gayrinakti çek kredisinden kaynaklı 4.180,00 TL aslı alacak, 177,13 TL işlemiş faiz ve 8,86 TL BSMV olmak üzere toplam 4.365,99-TL üzerinden icra takibinde belirtilen şartlarla beraber takibin davalı ... yönünden devamına, gayrinakti teminat mektubu kredisinden kaynaklı takip ve Taksitli ticari krediden kaynaklı yapılan takip yönünden davanın reddine, davacının çek yaprakları için istediği depo talebi yönünden davanın reddine, 836,00-TL icra inkar tazminatının davalı ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı yanın davacı aleyhine kötüniyet tazminatı şartları oluşmadığından talebinin reddine, fazlaya ilişkin tüm istemlerin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının eksik inceleme ve yanlış değerlendirmeye dayandığını, takibe konu kredilerin işbu dosyaya ve dava konusu icra takip dosyasına sunulan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmeleri çerçevesinde kullandırılmış olduğunu ve sözleşmelerin birbirinin devamı niteliğinde olduğunu, kefillerin borçlu firmanın davacı bankaya olan doğmuş doğacak tüm borç ve risklerinden sorumlu olduklarını, bu nedenle işbu dosyaya sunulan borçlular ile imzalanan sözleşmelerin bir bütün olarak değerlendirilmesi ve kefalet tutarlarının buna göre belirlenmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davalıların haksız ve hukuka aykırı tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, % 20'den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı tarafından davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Anayasanın 141/III maddesinde "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." hükmü mevcuttur.
HMK'nın 297 maddesinde, hükmün kapsamının neleri ihtiva edeceği açıkça düzenlenmiş olup, buna göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler, hüküm sonucu ile hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında: açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla işbu dava açılmış olup, mahkemece yalnızca davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, diğer davalılar yönünden gerekçe yazılmasına rağmen hüküm kısmında herhangi bir hüküm kurulmadığı görülmüştür.
İstinaf edilen bir kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelemesinin yapılabilmesi için öncelikle mahkemece HMK'nın 297 maddesine uygun bir hüküm kurulması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, davacı yanın tüm talepleri hakkında ve davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla Dairemizce denetim yapılamamıştır.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek 6100 Sayılı HMK'nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜ ile;
2-Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09/05/2019 tarih ve ....Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/11/2021
....
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.