Esas No: 2019/1812
Karar No: 2021/1411
Karar Tarihi: 25.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1812 Esas 2021/1411 Karar Sayılı İlamı
T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi .....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
....
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
....
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2019
NUMARASI .....
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25 /11/2021
Taraflar arasındaki rücuan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; rücuya konu Bakırköy .... Esas sayılı dava dosyasında davacı ... Başkanlığı tarafından kurum sigortalısı olan dava dışı ...'ın 14.06.2005 tarihinde uğradığı iş kazası neticesinde maluliyeti nedeniyle işçiye yapılan ve bağlanan gelir ödemesinin rücuen tahsili istemiyle açılan davada anılan mahkemenin 12/05/2014 tarih ve...... Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, bu kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin ...... Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onandığını, kesinleşen mahkeme kararı gereğince müvekkili şirket tarafından Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü'nün ....... Esas sayılı icra takip dosyasına 08.05.2017 tarihinde 38.849,22 TL ödeme yapıldığını, ayrıca temyiz harç ve gideri, bakiye karar harcı ile onama harcının da ödendiğini, eldeki rücu davasının dayanağı mahkeme kararına konu olay dağıtım sisteminin işletilmesi ile ilgili olup davalı ile 24/07/2006 tarihinde imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi öncesi dönemde gerçekleştiğini ve bu olaydan doğan sorumluluğun işbu sözleşmesinin 7.4 ve 7.6. maddeleri gereği davalıya ait olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla rücuya esas mahkeme ilamı sebebiyle dava dışı 3. kişiye ödenen 38.849,22 TL'nin ödeme tarihi 08.05.2017, temyiz yoluna başvurma harcı ve gideri 443,40 TL'nin ödeme tarihi 13.05.2014, bakiye karar harcı 1.081,09 TL'nin 19.01.2015 tarihinden, 810,30 TL onama harcının ödeme tarihi olan 24.06.2016 tarihinden; itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TBK'nın 73. Maddesi gereği rücuen alacak davaları için öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibarıyla dolmuş olduğunu, Danıştay'ın ilgili dairesi tarafından kabul edilen özelleştirme modeline uygun olarak mülkiyeti ...'a ait olmak kaydıyla ... ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, özelleştirmeye ilişkin iş ve işlemleri yerine getirmekle yükümlü olan ...'ın 24/07/2006 tarihinde şirketlerle imzalamış olduğu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesi ile birlikte yorumlanması gerektiğini, davacının işletme hakkı devri sözleşmesinin 18.6 maddesi, ihale şartnamesinin 22. ve hisse satış sözleşmesinin 9. maddesi hükümleri gereği davacının müvekkilinden talepte bulunamayacağını, dava konusu edilen tutarın ... ...'ın %100 hissesinin ...'a ait olduğu dönemde gerçekleştirilmiş olup, devre esas bilanço kayıtlarında söz konusu bedelin davacı şirket lehine alacak olarak yer almadığını, ...'ın ihale sürecinin tamamlanmasının ardından 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir ve Özelleştirme idaresi talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin ayırma çalışmaları yapılarak düzenlenen ve imzalanan tespit tutanağı eki dava ve icra dosyaları listesinin her iki şirketin yönetim kurulu onayından geçerek kesinleştiğini, söz konusu listelerde rücu davasına konu dava dosyasının bulunmadığı gibi bu dosyaya ilişkin herhangi bir ihtirazi kaydın da bulunmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; taraflar arasında imzalanan İHDS hükümleri gereğince, İHDS'den önce yapılan iş ve işlemlerden davalı ...'ın sorumlu olduğundan bahisle, İHDS'den sonra açılan dava nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği miktarın rücuen tahsili istemiyle açılan davada işbu davaya dayanak olan Bakırköy 1. İş Mahkemesinin davasında, davalılar aleyhine hükmedilen alacağın, İHDS öncesi dönemi kapsadığı, yapılan yargılama sonunda sigortalı ...'ın, 14/06/2005 tarihinde geçirdiği iş kazası sebebiyle dosya davacısı 3. kişi olan SGK tarafından sigortalıya bağlanan gelir ve ödemelerin davalılardan rücuen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. İş bu davaya dayanak davadaki uyuşmazlığın İHDS öncesine ilişkin olmasına göre, karar vermeye elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama uyarınca, İHDS'nin imzalanması tarihinden önceki döneme denk gelen sorumluluk miktarından davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulü gerektiği, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden alacağa ödeme günlerinden itibaren tarafların tacir olması sebebiyle avans faizi işletildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 41.184,01 TL rücuen alacağın 38.849,22 TL'sinin ödeme tarihi olan 08/05/2017 tarihinden itibaren, temyiz harç ve giderlerinden kaynaklanan 443,40 TL'sinin 13/05/2014 tarihinden itibaren, bakiye karar harcından kaynaklanan 1.081,09TL'nin 19/01/2015 tarihinden itibaren, onama harcından kaynaklanan 810,30TL'nin 24/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu; davanın zamanaşımına uğradığını, dayanak davanın davacısının İHDS'nin 7. Maddesi kapsamında 3. Kişi zararı sayılmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin yüklenici firmasının çalışanı olup İHDS kapsamında müvekkili kurumun sorumluluğunun bulunmadığını, İHDS, ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesinin birlikte yorumlanması gerektiğini, dava konusu işlemin davacının sorumluğunda olduğunu, yapılan ödemenin şirketin ve müvekkilinin bilançosuna yansıdığını, devre esas bilanço düzenlemesi ile her türlü borç ve alacak işlemlerinin kesinleştiğini, rücuya konu ödemelerin müvekkili kurum tarafından ödenmesi durumunda mükerrer ödemenin söz konusu olacağının göz ardı edildiğini, İHDS'nin 7/2. Maddesi gereği müvekkilinin icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu olmadığını, rücuya esas davada yasal faize hükmedildiği halde mahkemece avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını bildirerek açıklanan bu ve re'sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacının işletme devir hakkı sözleşmesi hükümlerine istinaden davalıya karşı rücuan alacağın tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; dayanak Bakırköy 1. İş Mahkemesi'nin (Sosyal Güvenlik) ,,,, Esas sayılı dava dosyasında davacı ... tarafından davalılar ... ..., ... ....aleyhine, davacı kurumun sigortalısı dava dışı ...'ın 14.06.2005 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu maluliyeti nedeniyle sigortalıya yapılan ödemelerin rücuan tahsilinin talep edildiği, davada mahkemece 12.05.2014 tarih ve .... Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile toplam 15.811,23 TL ödemenin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 25/04/2016 tarih ve ..... Karar sayılı kararıyla düzeltilerek onandığı, söz konusu ilamın icra takibine konulması üzerine Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü'nün ..... Esas sy. dosyasında takip borçlusu- davalı ... ... tarafından 08.05.2017 tarihinde 38.849,22 TL, ödendiği, ayrıca 13.05.2014 tarihinde 443,4 TL temyiz yoluna başvuru giderlerinin, 19.01.2015 tarihinde 1.081,09 TL'nin, 24.06.2016 tarihinde 810,30 TL onama harcı ödendiği, anlaşılmıştır.
Öncelikle dava 24/07/2006 tarihli işletme hakkının devri sözleşmesine dayandığına göre davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6098 sy. TBK'nın 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin davacının ödeme yaptığı tarihler itibarıyla dolmadığı anlaşılmış olmakla davalı vekilinin zamanaşımı define itibar edilmemiştir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun ...'a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının ... olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin imzalandığı 24/07/2006 tarihinden önceki döneme isabet eden rücuya esas mahkeme kararının davacısının sigortalısının 14.06.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında maluliyeti sebebiyle yapılan ödemelerin rücuen tahsili istemine ilişkin olup eldeki dava işletme hakkı devir sözlemesinin imzalandığı tarihten önceki olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Bakırköy 1. İş Mahkemesi'ndeki davanın davacısı kurum da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı).
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davalı taraftan alınması gereken 2.813,28 TL nispi karar harcından başlangıçta alınan 703,32 TL'nin mahsubu ile bakiye 2.109,96 TL'nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 25/11/2021
.....
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.