3. Hukuk Dairesi 2019/6085 E. , 2020/533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 21/01/2014 tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, kiralananın bilet satış yeri olarak kiralandığını, davalının şartnamenin 18. maddesi uyarınca seyahat acente mevzuatına uymak zorunda olduğunu, davalının TURSAB belgesini ihtara rağmen sunmadığını, üç aylık kira taksidini ödemediğini, 30/06/2014 tarihinde sözleşmeyi feshettiklerini, yeniden taşınmazı bir başkasına kiraya verdiklerini, sözleşmenin 14. maddesi uyarınca cari yıl kira tazminatı ve fesih tarihine kadar olan kira alacağı için icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; çarşının beklenen yoğunluğa ulaşmadığını, cezai şartın şirketin mahvına neden olacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 19/04/2018 tarih, 2017/2953 Esas - 2018/4245 Karar sayılı ilamı ile "...1)Mahkemece davacının cezai şart talebi de kabul edilmiş ise de; davaya konu TURSAB belgesi için davalı kiracının başvuruda bulunmuş olduğu beyan edilmekle, davalı kiracının TURSAB belgesi için başvuru yapıp yapmadığı, araştırılıp başvuruda bulunmuş olması halinde bu belgenin alınamamasında davalı kiracının kusurunun olup olmadığı değerlendirilerek davacının cezai şart alacağı talebinin haklı olup olmadığı üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir., 2) Cezai şart alacağı likit bir alacak olmadığına göre icra inkar tazminatına hükmedilemez." gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, cezai şart yönünden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalının, hükmedilen cezai şart alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda; Davacı ile davalı aralarında, 21/01/2014 başlangıç tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesinin varlığına ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 14. maddesinde; kiracının taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği, cari yıl kira bedelinin tazminat olarak ödeneceği, şartnamenin 37. maddesinde; kiracının işyerine ilişkin kullanım amacına uygun izin, ruhsat, belge ve bildirim ile ilgili belgeleri kiraya verene teslim etmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Bozma üzerine Mahkemece, davalı tarafından kira dönemi içerisinde ruhsat başvurusunda bulunulup bulunulmadığına yönelik yapılan araştırmada; davalı şirketin TURSAB"a üye acente olduğu, 26/12/2012 tarihinde birliğe başvuru yapıldığı, 29/01/2013 tarihinde başvurunun onaylandığı anlaşılmaktadır. Davalı adına TURSAB belgesi bulunduğuna göre, cezai şart istemine yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacının, icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifade ile borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde mahkemece 2.366.67TL kira alacağı ve 426TL kdv üzerinden de itirazın iptaline karar verilmiştir. Belirtilen alacak kalemleri likit olduğuna göre, bu alacaklar yönünden icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir iken, icra inkar tazminat talebi yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.