(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2013/117 E. , 2013/2441 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... Vek. Av. ... ile davalı ... Vek. Av. ....l aralarındaki tazminat davası hakkında .. Mahkemesince verilen 24/02/2012 gün ve 9/35 sayılı kararın red onanmasına ilişkin dairemizin 15/05/2012 gün ve 9832/8221 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili 10.10.2012 tarihli dilekçesi ile Dairemizin 15.05.2010 gün ve 2012/9832E, 2012/8221K sayılı kararında, davacıların temyizinin süre yönünden reddine karar verildiği, oysa kısa kararda yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücreti yazalı bulunmadığından avukatlık ücretinin tayininde yapılan hatayı amaçlayan temyizin süresinde olduğunun kabulünün gerekeceğini maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
... Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince ... Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
... mahkemelerinde karar yüze karşı verilmiş ise tefhimden, yokluğunda verilmiş ise tebliğinden itibaren temyiz süresinin işlemeye başlayacağı ... Mahkemeleri Kanununun 8/1 maddesinde düzenlenmiştir. Öte yandan hükmün tefhiminin HMK’nun 297. Maddesinde yazılı bulunan unsurları taşıması gerektiği açıktır. Somut olayda 24.02.2012 günlü kısa kararda yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin yazılı bulunmadığı giderek hükmün tefhiminin HMK’nun 297. Maddesindeki unsurları taşımadığı zaptın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca ve gerekçeli kararın davacılar vekiline tebliğ edilmediğinin de anlaşılmasına göre davacılar vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu giderek davacılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin Dairemiz kararında maddi hatanın söz konusu bulunduğu anlaşılmakla Dairemizin 15.05.2010 gün ve 2012/9832E, 2012/8221K sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm davacılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava ... kazası sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir
Mahkemece davacı eş ve çocukların davasının feragat nedeniyle reddine, davacı anne ile kardeşlerin manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin uyulan bozma ilamı doğrultusunda maddi ve manevi tazminat ilişkin kararı isabetlidir. Ancak davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen reddi nedeniyle, davalı yararına, Avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/2 maddesindeki düzenlemeye aykırı biçimde davacılar yararına verilen avukatlık ücretini aşar biçimde avukatlık ücreti tayini usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 9.bendinin 7. Alt bendinde davalı vekili yararına verilen vekalet ücretine ilişkin “10.850,00-TL” rakam ve sözcüklerinin silinerek yerine “6.300,00-TL” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına 14.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.