3. Hukuk Dairesi 2019/4297 E. , 2020/552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; şirketin statüsü gereği faaliyetler ile ilgili olarak gerçekleştirdiği mal ve hizmet alımlarında her türlü vergiden muaf olduğunu, Enerji Fonu, TRT Payı ve Elektrik ve ... Vergisi"nden ve faaliyetleri ile ilgili her türlü mal ve hizmet alımında muaf olmasına rağmen davalı şirketin, Enerji Fonu, TRT payı, Belediye Tüketim Vergisi, kayıp kaçak bedeller adı altında haksız yere tahsilat yaptığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şirketten tahsil edilen 130.000,00 TL nin tahsil tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek TC.Merkez Bankası"nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı üzerinden ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı; kurumun yasa gereği davaya konu bedelleri tahsil etmekle yükümlü olduğunu, söz konusu bedellerin alımının kanundan kaynaklı olduğunu, alınan bedellerin hukuka uygun olduğunu beyan ederek haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı şirketin istisnai işletme şirketi olduğu, mevzuat ve Gelir İdaresi Başkanlığı"nın 02.08.2012 tarihli yazısı dikkate alındığında davacı şirketin MEP faaliyetleri kapsamında Enerji Fonu, TRT Payı, Elektrik ve Havagazı Tüketim Vergisinden muaf olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 130.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.12.2015 tarihli ve 2015/16565 Esas, 2015/21061 Karar sayılı kararı ile; uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve dava konusu bedeller yönünden bilirkişinin görüşünün alınmasının gerekli olduğunu, bilirkişi incelemesi yapılmadığından eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile 130.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın "Vergi Ödevi" başlıklı 73. maddesindeki “... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır..." şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli uygulamasının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK"na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu"nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK"nın Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen;
Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü,
Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak vs. bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
2-) Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.