22. Ceza Dairesi 2015/24831 E. , 2016/3761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, İşyeri Dokunulmazlığını Bozma, Mala Zarar Verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 16/09/2014 tarihli, 2013/4-544 E. 2014/385 sayılı kararında kabul edilen ilkeler çerçevesinde, adli tatilin düzenlendiği CMK"nın 331. maddesinde yapılan yasal değişiklikler göz önüne alındığında, adlî tatilin; 01/01/2005 tarihine kadar 20 Temmuz - 5 Eylül, 01/01/2005 ile 01/01/2012 tarihleri arasında 1 Ağustos - 5 Eylül, 01/01/2012 tarihinden itibaren ise 20 Temmuz - 31 Ağustos tarihleri arasında olduğu, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, ilgili makam ve mahkemelerin bu süre içinde, sadece soruşturmaları, tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaları ve ivedi sayılacak diğer hususları yerine getirecekleri, aynı maddenin 3. fıkrasına göre Yargıtay"ın, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya 5320 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 1 Haziran 2005 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapacağı, 4. fıkrasına göre ise, adlî tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, bu sürelerin tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağının hükme bağlandığı, bu düzenlemelere göre, adlî tatil içinde görülebilen işler yönünden 4. fıkra hükmünün uygulanmayacağı, bu tür dava ve işlerle ilgili sürelerin adlî tatil içinde de işleyeceği, sürenin uzaması kuralının uygulanabilmesi için, adlî tatil içinde görülemeyen dava ve işlerle ilgili kararın tebliğinin tatilden önce gerçekleştirilmesinin ve işlemeye başlayan sürenin adlî tatil içinde sona ermesinin gerektiği, bu takdirde tatilden önce işleyen kısma bakılmaksızın, sürenin; adlî tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzayacağı, öte yandan 14/02/1934 sayı gün ve 47/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de; adlî tatilde görülemeyen davalarla ilgili kararların, adlî tatile rastlayan dönemde tebliği geçerli olmakla birlikte, tatilde süre işlemeyeceği için, bu durumda mehilin adlî tatilin bitiminden itibaren başlayacağı anlaşılmakla; adlî tatil içinde yapılamayan davaya ilişkin gerekçeli kararın 20.07.2015 tarihinde sanığın 04.06.2015 tarihli oturumda alınan
savunması sırasında bildirdiği adres yerine doğrudan mernis adresine tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; adlî tatil içinde süre işlemeyeceğinden, yine sanığın savunmasında bildirdiği adres dışında doğrudan mernis adresine karar tebliğinin yapılması sebebiyle tebligatın usulsüz olduğu da gözetilerek sanığın 10.08.2015 havale tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenip mahkemece sanık hakkında verilen 11.08.2015 tarih, ....Karar sayılı ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
I-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
İşyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından doğrudan hükmolunan adli para cezalarının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezalarına mahkumiyet hükümlerinin temyizleri mümkün olmadığından, sanık ..."ın temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince ;
Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında Anayasa Mahkemesi"nin karar tarihinden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarınauygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezasının ertelenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 51/3. maddesi uyarınca belirlenen denetim süresinin hükmolunan ceza miktarından az olamayacağı gözetilmeyerek 1 yıl 4 ay 10 gün denetim süresinin belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasındaki 5237 sayılı TCK"nın 51/3. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümden "1 yıl 4 ay 10 gün"" ibaresinin çıkarılarak yerine “1 yıl 4 ay 20 gün"" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.