3. Hukuk Dairesi 2019/4939 E. , 2020/554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı dağıtım şirketinin, düzenlediği faturalar ile hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim, dağıtım bedeli adı altında fazladan ücret tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya dair hak ve alacağı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.340,34 TL bedelin işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; ıslah dilekçesi ile de talebini 23.732,12 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili yasal süresi içinde davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, iletim bedeli adı altında abonelerden tahsil edilen bedellerin hukuki olmadığı ve bu bedellerin iadesine ilişkin talebin haklı olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulü ile 10.340,34 TL nin dava, 13.901,49 TL nin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 29.12.2016 tarih ve 2016/15306 Esas, 2016/17065 Karar sayılı ilamı ile; karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasa Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca takdir ve tayin olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince; Mahkeme, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakarak Yargıtay bozma ilamına uygun karar vermiştir.
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin ikinci kısım ikinci bölümünde tüketici mahkemelerinde takip edilen davalar için maktu vekalet ücreti 1.090 TL olarak belirlenmiştir.
Somut olayda, Mahkemece tüketici mahkemesi sıfatıyla yargılama yapıldığı, yapılan yargılama sonunda yasa değişikliği nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği halde, asliye hukuk mahkemelerinde görülen davalara ilişkin maktu vekalet ücretine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle hükmün 5 numaralı bendinde yazan "2.180,00 TL" ifadesinin çıkarılarak yerine "1.090,00 TL" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.