20. Hukuk Dairesi 2013/5103 E. , 2013/11045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazien vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...Köyü, 338 ada 3 parsel sayılı 1105,02 m² yüzölçümündeki taşınmaz, çeşme ve bahçe; 351 ada 1, 353 ada 15, 354 ada 22, 372 ada 19, 419 ada 1, 422 ada 4 ve 433 ada 7 parsel sayılı sırasıyla, 889,25 m2, 517,96 m², 564,45 m², 806,20 m², 365,02 m², 156,16 m² ve 8827,35 m² yüzölçümündeki taşınmazlar tarla, 423 ada 2 parsel sayılı 713,06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz cami, lojman ve bahçesi niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı köy adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın özel kanunlar gereği kamulaştırılan ve Hazineye ait olan 09.08.1947 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/11/2009 gün ve 2009/15670-16789 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacının dayandığı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilip yöntemince uygulanmadığı, yörede kişilerce açılan ve Hazinenin dayandığı tapu kapsamında kaldığı gerekçesiyle reddedilen tescil dava dosyalarının getirtilip uygulanmadığı, bu nedenle tapu kaydı, tescil dava dosyaları ve kesinleşen tahdit ile eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının getirtilip taşınmazlar başında yapılacak keşifte yöntemince uygulanarak taşınmazların niteliğinin belirlenmesi, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde davalı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının araştırılması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, 338 ada 3, 351 ada 1, 353 ada 15, 354 ada 22, 372 ada 19, 422 ada 4 ve 423 ada 2 sayılı parsellerin dayanak tapu kaydı kapsamında kalmadığı, orman sayılmayan yerlerden olduğu ve üzerinde davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluşuğu gerekçesiyle tespit gibi davalı adına tesciline, 433 ada 7 sayılı parselin orman içi açıklığı niteliğinde olduğu gerekçesiyle tespitinin iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından 338 ada 3, 351 ada 1, 353 ada 15, 354 ada 22, 372 ada 19, 422 ada 4 ve 423 ada 2 sayılı parsellere, davalı vekili tarafından ise, 433 ada 7 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılan ve 02.02.2001 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
1) Davacı Hazinenin 338 ada 3, 351 ada 1, 353 ada 15, 354 ada 22, 372 ada 19, 422 ada 4 ve 423 ada 2 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, yöntemince yapılan araştırma ve inceleme neticesinde çekişmeli 338 ada 3, 351 ada 1, 353 ada 15, 354 ada 22, 372 ada 19, 422 ada 4 ve 423 ada 2 parsel sayılı taşınmazların, davacı Hazinenin dayandığı devletleştirme ile oluşan Ağustos 1947 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlenmiş olmasına göre, davacı Hazinenin bu parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2) Davalı vekilinin 433 ada 7 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, bozma kararına uyularak hüküm kurulmuş ise de, Hazine tarafından, çekişmeli taşınmazın devletleştirme ile oluşan Ağustos 1947 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açıldığı, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde olduğu iddiasıyla açılmış bir dava bulunmadığı ve davanın, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca kadastro hâkiminin re"sen araştırma yapmasını gerektirir dava niteliği de taşımadığı, HMK."nun 26. (HMUK md. 74.) maddesi uyarınca talepten fazlaya hükmedilemeyeceği dikkate alındığında, çekişmeli taşınmazların orman içi açıklık olup olmadığı ve zilyetlikle edinme koşullarının araştırılmasına ilişkin ibarelerin maddî hata sonucu bozma kararında bahsedildiği, orman içi açıklık konusu re"sen gözetilemeyeceğinden (HGK."nun 03.04.2013 gün ve 2012/20-871 E.- 420 K. sayılı kararı), devletleştirme ile oluşan tapunun dışında kaldığı belirlenen taşınmaza yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin 338 ada 3, 351 ada 1, 353 ada 15, 354 ada 22, 372 ada 19, 422 ada 4 ve 423 ada 2 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parseller yönünden hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı köy tüzel kişiliğinin 433 ada 7 parsele yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu parsel yönünden hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/12/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.