22. Hukuk Dairesi 2017/19904 E. , 2019/2738 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili,davalı işverene ait işyerinde 24/09/2011 tarihinde kamyon şoförü olarak işe başladığını,emekli olması nedeni ile davalı işveren tarafından sigorta bildirimi yapılacak ve destekleme pirimi ödenecek olduğunu,çalışmalarının devamı esnasında iki kez kalp krizi geçirdiğini ve 2013 yılı şubat ayında iş sözleşmesinin sona ermiş olduğunu ancak bakiye 18.480,00 TL aylık ücret alacağı olduğunu belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece,yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının hizmet süresini yemin teklifi ile ispat edip edemeyeceği noktasındadır.
Yemin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nun 225. maddesine göre, yeminin konusunu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak konular yemin konusu olamaz (HMK md. 226).
Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf da yemin teklif edebilir. Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez. Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır (6100 sayılı Kanun md. 227-228).
Hizmet süresinin tespiti bakımından işçilik alacağı davaları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun da taraf olduğu hizmet tespiti davalarına kısaca değinmek gerekmektedir.
Sosyal Güvenlik Hukukunun;hem kamu hukuku,hem de özel hukuk alanında kalan özellikleri dikkate alındığında,özellikle hizmet tespiti davalarında kendiliğinden araştırma ilkesinin ağır bastığı görülür.Gerçekten hizmet tespiti davaları, taraflarca hazırlama ilkesi kapsamı dışında olup, kendiliğinden araştırma ilkesi söz konusudur.
Sigortalılık başlangıç tarihi ve hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin icap ettiği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihadı olduğundan, kamu düzenini ilgilendiren hizmet tespiti davalarında, hâkimin özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı bu davalarda ispat yükü, bir tarafa yüklenemez.
Öte yandan, işçilik alacağı davalarında taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, bu davalarda hizmet süresi yönünden varılacak sonuç, resen araştırma ilkesine tabi Sosyal Güvenlik Kurumunun da taraf olduğu hizmet tespit davalarında kesin hüküm teşkil etmez, sadece delil olarak göz önünde bulundurulur. Nitekim bu tür davalarda taraflara yeniden delil bildirme imkânı tanınması ya da taraflarca bildirilmeyen delillerin mahkemece resen dikkate alınması usul ve yasaya aykırılık oluşturur.
Çalışma olgusunu işçi kanıtlamak zorundadır. İşçi hizmet süresini usul hukukunun öngördüğü her türlü delille ispatlayabilecektir.
Somut olayda,Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 01/06/2011-06/07/2012 tarihleri arasında kesintili olarak çalıştığını belirterek talep edilen alacaklar hesaplanmıştır.Davacı taraf davalıya devamlı çalışma süresinin 29/04/2011 tarihinden 28/02/2013 tarihine kadar olmadığı konusunda yemin teklif etmiştir.Mahkemece yemin teklifi ile eylemli çalışmanın ispatlanamıyacağı gerekçesi hizmet süresi bakımından yemin teklifi kabul edilmeyerek değerlendirme yapılmıştır.Yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında işçilik alacağı bakımından çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabileceği,hizmet tespiti davalarında farklı yargılama usulü olduğu ve resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu,bu nedenle hizmet tespiti davalarında yemin teklif edilemiyeceği,ancak işçilik alacağı davasında çalışma olgusunun ispatlanması bakımından yemin teklif etmeye engel bir durumun bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca Mahkemece davalı tarafın yemin teklifine icabet etmemesine göre davacının belirttiği tarihlerde kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilerek dava konusu alacakların hesaplanması gerekli iken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olanan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.