Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/979
Karar No: 2020/606
Karar Tarihi: 23.01.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/979 Esas 2020/606 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/979 E.  ,  2020/606 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalı ile 15.05.1991 tarihinde, “... İlçesi ... Mahallesi ... Mevkii Arsa cinsi 1172 Ada 97 Pafta 20 Parsel deki 115m2 taşınmazı 3.500.000 TL karşılığında sattığını ve bedelini aldığını, ancak tapunun hisseli olduğunu ve tapular açıldığında hakkından feragat edeceğini ve aksi halde tüm masrafları ödeyeceğini” taahhütünü içeren bir sözleşme imzaladıklarını; sözleşmeye ... ve ... ’in tanık sıfatı ile imza koyduklarını, kendisinin bu taşınmaz üzerine ev yaptığını ve evin bulunduğu yerin tapuda bir başka kişiye devrinin gerçekleştiğini ancak, kendisinin halen o evde oturduğunu; arsanın devrinin gerçekleşmemesi nedeni ile taşınmazın dava tarihi itibari ile değerinin tespit edilerek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve davalının üzerine kayıtlı taşınmazları devretme ihtimaline binaen taşınmazlara teminatsız olarak tedbir konulmasını istemiştir.
    Davalı; talep edilen para alacağının zamanaşımına uğradığını, senette yer alan 115 m2 ibaresinin senede sonradan eklenerek senette tahrifat yapıldığını, taraflar arasında satım sözleşmesi düzenlendiğini kabul ettiklerini ancak, söz konusu arazinin 115m2 değil 230 m2 olduğunu; 115m2 sinin davacının üzerine kayıtlı olduğunu diğer 115m2nin ise imar uygulamaları neticesinde devrinin gerçekleşmediğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; taraflar arasında yapılan geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle, ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak karşılığının ödenmesi gerektiğinden; davacının davasının kısmen kabulü ile, 2.973,49 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, harici tapulu taşınmaz satımı nedeni ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
    Davaya konu 15/05/1991 tarihli sözleşme; TMK"nın 706, BK"nın 213 (TBK"nın 237), Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana ve enflasyon oranlarına bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve az olduğu da bilinen bir gerçektir.
    Hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kurulları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet ilkesi hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus, hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iade kararı verilirken, satış sedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekmektedir. Aksi halde ise kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak ve iade borçlularının iade de direnmelerine neden olacaktır.
    Somut olayda; dosya içeriğinde 27.06.2012 ve 02.11.2015 tarihli ehil bilirkişilerden denetimine elverişli olarak alınan 2 ayrı bilirkişi raporunun bulunduğu, 27.06.2012 tarihli raporda taşınmazın dava tarihi itibari ile rayiç bedelinin hesaplandığı ve taşınmazın değerinin 28.750TL olarak tespit edildiği, bu raporun taraf vekillerine usulüne uygun tebliğine rağmen taraflar ya da vekillerince itiraz edilmediği; 02.11.2015 tarihli ikinci raporda ise, yerleşik daire uygulamamız doğrultusunda denkleştici adalet ilkesine göre hesaplama yapıldığı ve davacı vekilince rapora itirazda bulunulduğu, ancak itirazlar değerlendirilmeden mahkemece bu rapor dikkate alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
    Hal böyle olmakla birlikte; 27.06.2012 tarihli rapora taraflarca itiraz edilmediği görülmüş ve itiraz edilmemesi neticesinde kesinleşmiştir. Bu sebeple, itiraz edilmeyen rapordaki hesaplanan alacak miktarı davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmaktadır. Mahkemece, kesinleşmiş rapordaki miktar doğrultusunda dava değeri de dikkate alınarak talep aşımına sebebiyet vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerekmekte iken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi