9. Hukuk Dairesi 2016/16292 E. , 2019/2303 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının ...Kırtasiye Firması"nda 05.03.2005 tarihinde işe başladığını, depo sorumlusu olarak çalıştığını, davalı işyeri sahibi Naim ...’nin önce 03.01.2012 tarihinde eşi ...’i haksız olarak hiçbir sebep göstermeden işten çıkardığını, akabinde 10.01.2012 tarihinde de müvekkilini haksız olarak hiçbir sebep göstermeden işten çıkardığını, haricen yapılan incelemede müvekkilinin haberi olmadan 31.12.2011 tarihinde çıkışının gösterildiğini ve akabinde 01.01.2012 tarihinde diğer davalı ...Kırtasiye Tic ve San A.Ş."de girişinin yapıldığını, bu nedenle her iki davalı aleyhine dava ikame edildiğini, müvekkilinin haksız çıkartılma üzerine ihtarname keşide ettiğini, ihtarnameden sonra davalı ...Kırtasiye Tic ve San A.Ş. tarafından asgari ücret üzerinden hesaplanarak kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini, bu ödeme ile davalı tarafın haksız olarak işten çıkartıldığını ve kabul etmiş sayıldığını, son aylık brüt ücretinin 1.955,58 TL olduğunu, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının davalı işyerinde 05.03.2005 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının görevinin depo sorumlusu olmadığını, şirketin ...’deki deposuna davacının senede iki veya üç kez gittiğini, sürekli olarak Sirkeci"deki işyerinde asgari ücret ile çalıştığı, 01.01.2012 tarihinden itibaren işyerinin A.Ş. dönüştürülmesi üzerine eski işyerinde çalışanların tazminatları ödenmek suretiyle yeni şirkette geçişleri yapıldığını, diğer tüm çalışanlar tazminatlarını alarak eski şirket.ile ilgili alacakları yönünden müvekkili şirketi ibra etmiş olmalarına rağmen davacının ibraname imzalamayacağını belirttiğini ve 10.01.2012 tarihinde işyerine gelerek diğer çalışanların önünde görevden ayrılacağını belirterek işyerinden ayrılıp gittiğini, bu hususun tutanak altına alındığını, eski şirket ile ilgili ödeme İçin muhasebeye uğraması söylenmesine rağmen uğramaması üzerine, bu doğrultuda 05.03.2005-31.12.2011 tarihlerini kapsar kıdem ve ihbar tazminatının toplamı 7.664,72 TL. nin davacının banka hesabına gönderildiğini, davacının ücretinin asgari ücret olduğunu, işyerinde söz konusu devir nedeniyle fiilen herhangi bir çalışanın işine son verilmediğini, davacı ve eşi dışında herkesin işe devam ettiğini, davacının eşi ...’in işveren ile tartışmaya girmek suretiyle işyerini hiçbir gerekçe göstermeksizin işyerini terk ettiğini, davacının da 10.01.2012 tarihinde işyerine gelerek eşinin işi bırakması nedeniyle artık çalışamayacağını belirterek işyerinden ayrıldığını, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacıya 01.01.2012 tarihli devir nedeniyle ödenen kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin yersiz olduğunu, geri alma haklarının saklı kalmak üzere takas definde bulunduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı tarafın beyanlarından; işyerinin tür değişikliği nedeniyle şahıs firmasından, Anonim Ortaklık"a dönüştüğü ve işyerinin davalı ... ... -...Kırtasiye tarafından davalı ...Kırtasiye Tic ve San A.Ş."ne devir edildiği, davalı işverenin işyerinde tuttuğu 03/01/2012 tarihli tutanakta davacı ile ilgili özetle; "......Kırtasiye Tic ve San A.Ş.’nin 01/01/2012 tarihinde faaliyete başladığı...31/12/2011 tarihine kadar tüm çalışanların çıkışının yapılarak kıdem tazminatlarının ödendiği...çalışanlardan ... ile ...’in gerekli çıkış ve ibra işlemleri ile ilgili belgeleri imzalamadığı..." şeklinde belirtildiği, davalı işverenin işyerinde tuttuğu 10/01/2012 tarihli tutanakta davacı ile ilgili özetle; "...Kırtasiye Tic ve San A.Ş.’nin 01/01/2012 tarihinde faaliyete başladığı ve tüm elemanların bu şirket bünyesinde girişlerinin yapıldığı...03/01/2012 tarihinde görevini terk ederek giden ve bir daha geri dönmeyen ...’in eşi olup aynı işyerinde çalışan ... de 10/01/2012 tarihinde öğleden sonra gelerek işyerinde hazır bulunanların huzurunda görevden ayrılacağını belirterek işyerinden ayrılıp gittiği..." şeklinde belirtildiği, davalı tanıklarının da davacı ve eşi olan tanık ...nin, kendiliklerinden işten ayrıldıkları yönünde beyanda bulunmadıkları, davacının kıdemindeki bir işçinin (kendi bölümlerinde açıklandığı üzere) fazla mesai, genel tatil alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı fesih imkanı var iken kıdem tazminatı hakkından feragat edecek biçimde iş sözleşmesini sonlandırmasının hayatın olağan akışına aykırı olması karşısında; iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedene dayalı olmaksızın sonlandırıldığı kanaatine varıldığı, davacının davalı işyerinde 05/03/2005-10/01/2012 tarihleri arasında 6 yıl 10 ay 5 gün süre ile çalıştığı, ibraz edilen bir kısmı imzalı bordrolarda davacının ücreti dönem asgari ücreti 886,50 TL aylık brüt olduğu, iki davalı ve bir davacı tanığı davacının asgari ücretle çalıştığını beyan ettiği, bir davacı tanığı aynı zamanda davacının eşi 1.400 TL net ücret aldığını beyan etmiştir. İTO’dan gelen emsal ücret yazısında davacının 2012 yılında 800 TL net ücret alabileceği bildirildiği, davacının emsal ücret araştırması ile bildirilen ücreti 800 TL/net ise de; imzalı ücret bordrolarındaki miktarın aksinin yazılı belge ile ispatlanamaması ve hem davacı tanığının hem de davalı tanıklarının asgari ücret üzerinden bayanda bulunmalarına göre; davacının fesih tarihinde 886,50 TL brüt kabul edilmiş ve davalı tanığı ..., -yol ve yemek parası maaşın içinde ödeniyordu- diye beyanda bulunmakla, davacının net ücretinin içine bu sosyal hakların ilavesi ile tazminata esas ücret belirlenmiş ve giydirilmiş aylık brüt ücretin 1.156,50 TL olduğu kanaatine varıldığı, davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından haklı nedene dayalı olmaksızın feshedildiğinden; kıdem ve ihbar tazminatı alacak talepleri, yukarıda belirtilen hizmet süresi ile giydirilmiş brüt ücret dikkate alınarak bilirkişinin (davacının banka hesabına yatırılan 5.673,43 TL kıdem tazminatını, 1.316,19 TL ihbar tazminatı alacağını mahsuptan sonra) son raporundaki yaptığı değerlendirme ve hesap bazında hüküm altına alındığı, ortak tanık anlatımlarından; çalışma saatlerinin normalde 08.30 ile 18.30 saatleri arası olduğu, haftada 6 gün çalışıldığı, Cumartesi günleri saat 16.00’ya kadar çalıştıkları, Haziran-Eylül ayları arası bir hafta Cumartesi çalışması yapılıp diğer Cumartesi yapılmadığı, toplam yarım saat ara dinlenmesi verildiğinin kabulüyle ve diğer fazla çalışmalarla ilgili kesin bir kanaat oluşmamakla, ifade edilen saatlerle davacının ara dinlenmeleri tenzil edildikten sonra haftada 54,50 saat çalıştığı ve bunun yasal 45 saatlik çalışma süresinden 9,5 saat fazla olduğu, davacının Haziran-Eylül ayları arasında bir Cumartesi çalışıp, diğer Cumartesi çalışmadığı göz önünde bulundurularak bu aylarda haftada ortalam 51 saat çalışıldığı, bunun da yasal haftalık 45 saatlik çalışma süresinden ortalama 6 saat fazla olduğu nazara alınarak, bu ve davacının asgari ücret üzerinden çalıştığı kabulüne göre; bilirkişinin son raporundaki yaptığı değerlendirme ve hesap bazında hüküm altına alındığı, ortak tanık anlatımlarından; davacının Cumhuriyet Bayramı dışındaki resmi tatil ve genel tatillerde çalıştığı kanaatine varılmakla; bu ve davacının asgari ücret üzerinden çalıştığı kabulüne göre; bilirkişinin son raporundaki yaptığı değerlendirme ve hesap bazında hüküm altına alındığı, fazla mesai ve genel tatil alacak kalemleri tanık anlatımlarına dayalı olarak hesaplanmakla; takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış ve aradaki indirim miktarı taraflar arasında vekalet ücreti hesabında lehe/aleyhe dikkate alınmadığı, davacının yıllık ücretli izinlerini kullanmadığı iddiasıyla ücreti talep edildiği, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığının ispat külfeti davalı işverende olup, bu husus yıllık ücretli izin defteri veya emsali belge ile ispat edilmesi gerektiği, dosyada davalı tarafça bu hususa ilişkin ibraz edilmiş bir belge bulunmadığı, davacının 1 yıl kullandığı izin süresi dışlanarak davacının aylık asgari ücret üzeniden çalıştığı kabülüne göre bilirkişi tarafından son raporda yapılan değerlendirme ve hesap bazında yıllık ücretli izin alacağı talebinin hüküm altına alındığı gerekçesi ile hafta tatili ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut uyuşmazlıkta, iki davalı olmasına rağmen hüküm fıkrasının yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretine ilişkin kısmında “davalıdan alınarak” şeklinde kurulmasının infazda tereddüte neden olacağının düşünülmemesi hatalıdır.
3-Giydirilmiş brüt ücreti tespiti bakımından;
Dava dilekçesinde davalının, davacıya yemek yol ücreti vermediği, sadece maaş verdiği belirtilmiştir.
Dava dilekçesindeki bu beyana rağmen yemek ve yol sosyal yardımlarının ücrete eklenerek giydirilmiş brüt ücretin tespit edilmesi, 6100 sayılı HMK’nun 25. maddesine aykırı şekilde iddianın aşıması olup, hatalıdır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.