20. Hukuk Dairesi 2013/6497 E. , 2013/11146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve asli müdahil davacı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, ... Mevkii, 111 ada 160, 195, 289 ve 320 parsel sayılı taşınmazların, yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun uyarınca yapılan 22/2-a madde çalışmaları sonucunda, 1990 yılında yapılan orman kadastro sınırları içinde ve bitişiğinde kaldığı iddiasıyla davalı adına yapılan tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tescilini istemiştir.
... davaya asli müdahale ve taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş ve asliye hukuk mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve asli müdahil davacı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanuna esas olmak üzere 1990 yılında yapılan orman kadastrosu ve 30/11/1993 - 29/12/1993 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen arazi kadastro çalışmaları vardır.
1) Davacı Orman Yönetimi ve müdahil davacı Hazinenin, çekişmeli 111 ada 289 ve 195 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli 111 ada 289 ve 195 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, bu parsellere yönelik hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davacı Orman Yönetimi ve müdahil davacı Hazine"nin çekişmeli 111 ada 320 ve 160 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, çekişmeli 111 ada 320 ve 160 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Eski tarihli memleket haritasının uygulanmasına dayalı keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parsellerin dört taraf sınırlarının, itirazsız kesinleşmiş Devlet ormanı ile çevrili orman içi açıklığı olduğu belirlenmiştir.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır
Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek
yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/6/2004 tarih ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali)
Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal elkoyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıkların kazanılamayacağı ilkesini içermektedir ve amacı orman bütünlüğünü korumaktır]
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları]
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır
Ayrıca; bu tür yerler kanun gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına kanunî olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
O halde; mahkemece, davanın orman iddiasıyla açıldığı, müdahil davacı Hazinenin dahi çekişmeli parsellerin orman olduğu ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istediği gözetilerek, davanın kabulü ile çekişmeli parsellerin orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve müdahil davacı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve müdahil davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 03/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.