20. Hukuk Dairesi 2013/9559 E. , 2013/11147 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında ... ilçesi, ... - ... (... mahallesi) 204 ada 18 parsel sayılı 11.025,93 m², 212 ada 2 parsel sayılı 3010,64 m² yüzölçümündeki taşınmazlar tarla niteliği ile ... adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesine taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, 204 ada 18 sayılı parsel üzerindeki fındık ağaçlarının ... ..., 212 ada 2 sayılı parsel üzerindeki fındık ağaçlarının ... ... kullanımında olup kendilerine ait olduğu belirtilmiştir.
Davacı ..., uygulama sırasında orman tahdit sınırlarına uyulmadığını, taşınmazların kısmen orman sınırları içinde kaldığını, 204 ada 18 sayılı parselin bir kısmının daha önce kesinleşen orman kadastrosunda 920 parsel olduğu ve 920 parselin orman olarak tahsis edildiğini ve 212 ada 2 sayılı parselin öncesinin 938 parselden bölündüğü ve Sakarya Kadastro Mahkemesinin 1990/70 E. -341 K. sayılı kararı ile orman niteliğiyle tesciline karar verildiğini belirterek tesbitin iptali için dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/05/2011 tarihli ve .../... E. - ... K sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Mahkemece, talebin adlî yargıda değil, idarî makamlarca yerine getirilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, mahkemenin kabulü yerinde değildir. Davacı ..., 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında orman tahdit sınırlarına uyulmadığı iddiasıyla dava açtığına göre, davanın niteliği itibariyle adlî yargı ve kadastro mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, fen ve orman bilirkişileri marifetiyle yapılacak keşifte, bu belge ve haritalar mahallinde uygulanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Belirtilen nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; 3402 sayılı Kanun gereğince kadastro hâkiminin sicil oluşturma görevi bulunmasına rağmen davanın reddi ile yetinilip sicil oluşturulmaması doğru görülmemiştir." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 18.12.1991 tarihinde ilân edilerek 18.06.1992 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması ile 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4 madde gereğince yapılıp 17.06.2010 - 16.07.2010 tarihleri arasında ilân edilen kullanım kadastrosu bulunmaktadır.
Daha önce yörede arazi kadastrosu yapılmış, 938 parsel sayılı 11.500 m² yüzölçümündeki taşınmaz 24.11.1989 tarihinde tarla niteliği ile ... ... adına tespit edilmiş, ...nin açtığı dava sonucunda ...Kadastro Mahkemesinin 19.12.1990 gün ve ... sayılı kararı ile taşınmazın orman olarak ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, temyiz edilmeksizin 02.08.1991 tarihinde kesinleşmiş, 920 sayılı parsel ise 5360 m² yüzölçümü ile 16.10.1964 tarihinde tarla niteliği ile ... ... adına tespit edilmiş, ...nin açtığı dava sonucunda ... Kadastro Mahkemesinin 13.11.1995 gün ve ...sayılı kararı ile orman olarak ... adına tesciline karar verilmiş, temyiz edilmeksizin 21.12.1995 tarihinde kesinleşmiştir. Çekişmeli 204 ada 18 sayılı parselin bir bölümü 920 sayılı parsel içinde, 212 ada 2 sayılı parsel ise 938 sayılı parsel içerisinde kalmaktadır.
Mahkemece, dava konusu 204 ada 18 sayılı parsel ... ..., 212 ada 2 sayılı parsel ... ..."ın kullanımında olduğu belirtildiği halde ... ... ve ... ..."ın davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi 204 ada 18 sayılı parselin bir bölümü daha önce 920 sayılı parsel olarak 5360 m² yüzölçümü ile ... adına tespit edilip ...nin taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile kadastro mahkemesinde açtığı dava devam ederken 1990 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması nedeniyle dava orman kadastrosuna itiraza dönüştüğü, orman kadastrosunun 18.12.1991 tarihinde ilân edilip 18.06.1992 tarihinde kesinleştirilmesinden sonra kadastro mahkemesinin 13.11.1995 tarihinde davanın kabulüne, 920 sayılı parselin orman olarak ... adına tesciline karar vermesi ve kararın 21.12.1995 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle 2/B çalışmasının bu parsel yönünden geçerli olmaması, ayrıca 920 sayılı parselin ... tarafından 14.02.2006 tarihinde orman olarak tahsis edilmesi ve halen orman sınırları içerisinde olması nedeniyle Ek-4 madde gereğince kullanım kadastrosu yapılamayacağının düşünülmemesi ve kabule göre de Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.05.2011 gün ve .../... - ... sayılı kararında belirtildiği halde davanın reddi ile yetinilip dava konusu parsellerle ilgili sicil oluşturulmaması da doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ...nin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.