9. Hukuk Dairesi 2019/196 E. , 2019/2307 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının02/10/2006 tarihinde işe başladığını,davalı işyerinde mesai saatlerinin 08:00-17:00 saatleri arasında olup yürüttüğü büyük müşteriler bölüm başkanlığı görevi nedeniyle mesai saatlerinin çok üzerinde çalışmasına rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, her mali yıl sonunda kısa vadeli teşvik planı çerçevesinde düzenli olarak prim ödenmiş olmasına rağmen son olarak Nisan 2009-Nisan 2010 dönemine ilişkin olarak Haziran 2010"da yapılan prim ödemesinden yararlandırılmadığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek fazla mesai ücreti, kısa vade teşvik planı primi(ikramiye) alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının mesai saatlerini kendisinin belirlediğini, aylık ücretinin 12.000 TL olduğunu, sosyal hakları ile bu miktarın çok üzerinde aylık gelire sahip olan davacının gerek mesai saatlerini kendisinin ayarlayacak konumda olması ve gerekse yöneticilik görevi gereği yaptığı normal çalışma saatleri dışındaki çalışmaları nedeniyle fazla çalışma ücreti talep hakkı olmayacağını, ayrıca şirkette uygulanan fazla mesai prosedürüne göre çalışanların fazla mesai ücretlerinin fazla mesai bildirim formu ile yaptıkları fazla mesaiyi belgeleyip hiyerarşik üstlerine onaylatmaları ve ilgili birime vermeleri halinde ödendiğini, davacının çalıştığı dönemde insan kaynakları birimine sunduğu bir fazla mesai formu bulunmadığını, ayrıca giriş çıkış kayıtları incelendiğinde davacının haftalık 45 saati aşan bir çalışmasının bulunmadığını ve fazla mesai ücretine hak kazanamadığının görüleceğini, şirketteki prim ve ikramiye uygulamasının her yıl düzenli olarak yapılan genel bir uygulama olmadığını, bu nedenle davacıya 2009 yılında herhangi bir prim ve ikramiye ödemesi yapılmadığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Mahkeme"nin 2011/23 Esas sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne yönelik kurulan hükmün Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2014/3994 Esas sayılı bozma ilamı ile bozulduğu, bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapıldığı Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda aynı bilirkişiden ek raporlar alındığı, bilirkişi tarafından sunulan 22.10.2016 tarihli 2.ek rapor ile 27.06.2017 tarihli 3.ek bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bulunarak hüküm kurulduğu ancak bu kez de davacının fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma alacağı yönünde sözleşme ve diğer belgelerin incelenmesi gerektiği yönünden hükmün bozulduğu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2017/26572 Esas sayılı bu ikinci bozma ilamına da uyulduğu, yargılamaya devam olunmuş bozma ilamı doğrultusunda taraflardan dosyaya sunacakları bilgi ve belgelerin sorulduğu, davacı tarafça dosyaya her hangi bir başka yazılı belge sunulmadığı, taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin ücret başlıklı 4. maddesinde ücrete fazla çalışmanın dahil olmadığı belirtilmiş ve fakat haftalık kaç saat çalışma yapılacağına dair hüküm yer almadığı, bir işyerinde haftalık 45 saatin altında çalışma kabul edilmesi sonucu fazla süreler ile çalışma ücretinin hesaplanmasının, ancak, haftalık çalışma süresinin 45 saat altında kararlaştırıldığına dair yazılı belge olması halinde mümkün olduğu, dosyada buna ilişkin bireysel iş akti, toplu iş sözleşmesi veya işyeri yönetmeliği ve sair benzer belge bulunmadığı, şu halde fazla sürelerle çalışma hesabı da mümkün görünmediği, tüm bu hususların değerlendirilmesinin ardından dosya fazla çalışma alacağının mevcudiyeti ve hesabı bakımından 24.07.2018 tarihli bilirkişi ek raporunun alındığı, davacının çalışmış olduğu iş yerinde haftalık 45 saat çalışma esasına göre ,belirlenen fazla çalışma alacağı hüküm altına alınarak hüküm kurulduğu gerekçesi ile fazla mesai ücreti talebinin kabulüne, bozma kapsamı dışında kalan alacak kalemlerin kesinleşmiş olduğundan ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi içermesi,
Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece HMK.nun 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2017/26572 Esas sayılı bozma ilamı sonrasında teşvik primi hakkında "bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği için ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi, yukarda belirtilen usul ve ilkelere aykırıdır.
Mahkeme tarafından yapılacak iş, bozma kapsamı dışında kalsın kalmasın tüm talepler hakkında hüküm kurmaktır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.