(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2011/12486 E. , 2013/2728 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, emekli aylığını iptal eden Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin, davalı Kurum"ca tescile esas oda kaydının usulsüz olduğu kabul edilerek geçersiz sayılması işleminin iptaline ilişkindir.
Mahkemece; davacının 13.02.1973 – 10.09.1978 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi ilk şekliyle; sigortalılığın oluşumu için kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise sigortalılığın başlangıcı yönünden yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
507 sayılı Yasa"nın 02.05.1983 tarihli ve 62 sayılı K.H.K. ve K.H.K’nın aynen kabulüne dair 14.02.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3153 sayılı Yasa ile değişik 5. maddesine göre ise “ Esnaf ve Sanatkar Siciline kayıtlı esnaf ve küçük sanatkarlar, çalışma bölgesi içindeki derneğe kayıt olmak zorundadır. Kayıt zorunluluğunu 1 ay içinde yerine
getirmeyenler sicile kayıt tarihinden itibaren geçerli olmak üzere doğrudan doğruya kaydedilirler. ” Değişik 119. maddeye göre “ mesleki faaliyette bulunabilmeleri ve ilgili derneğe kaydedilmeleri için sicile kayıtları şarttır. ” 62 sayılı K.H.K.’nın geçici 2. maddesinde “ Esnaf siciline kayıt ilgili yönetmeliklerin yayımı tarihinden itibaren 1 yıl içinde çıkarılmak zorunda ” olduğu bildirilmiş İlgili Yönetmelik ise 01.01.1984 tarihinde yürürlüğe konmuş ve 1 yıllık geçiş süresi 01.01.1985 tarihinde sona ermiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 04.03.1980 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden bildirge ile 10.09.1978 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, ... Odası"nca 13.02.1979 – 10.12.1983 tarihleri arasında üyelik kaydının bulunduğunun bildirildiği, davacının 12.05.1978 – 01.07.1986 tarihleri arasında bakkal olarak vergi kaydının bulunduğu, 01.07.1986 tarihinden itibaren ise ... Vergi Dairesinde vergi kaydının bulunduğu, ayrıca 21.12.1984 tarihinden itibaren sicil kaydının bulunduğu, davacının 17.03.1980 – 27.02.1995 tarihleri arasında düzenli prim ödemesinin bulunduğu, 30.06.2004 tarihli müfettiş raporunda; davacı adına düzenlenen giriş bildirgesinin 04.03.1980 tarihinde kurum kayıtlarına girmesi üzerine 10.09.1978 tarihi itibariyle Bağ-Kur’a kayıt ve tescil edildiğinin, ancak erken emekli olmak amacıyla 11.01.1995 tarih ve 794 sayılı belgenin kurum kayıtlarına intikal ettirilerek ... odasında 13.02.1973 – 10.12.1988 tarihleri arası kayıtlı bulunduğunun belirtildiğinin, geçmişe dönük hizmet kazandırıcı belge niteliğindeki meslek odası üyeliği nedeniyle il müdürlüğü yetkililerince 30.04.1997 tarihinde söz konusu kaydın usulüne uygun ve geçerli olduğuna dair tutanağın düzenlendiğinin, ancak tutanağın 06.02.1997 tarihli üye kayıt defterindeki üye kaydı esas alınarak tanzim edildiğinin, böylece adı geçen şahsın ... Odası üyeliği nedeniyle 13.02.1973"e çekildiğinin, bu yolla 13.02.1973-10.09.1978 tarihine kadar Bağ-Kur hizmeti kazandığının, 30.04.1997 tarihli aylık talebine istinaden 01.05.1997 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığının, davacının üye kaydının bulunduğu iddia edilen 1997 tarihli üye kayıt defterinin mevcut olmadığı gerekçesiyle ibraz edilemediğinin, ibraz edilen diğer üye kayıt defterlerinde davacıya ait bir üye kaydının mevcut olmadığının, 06.02.1997 tarihli üye kayıt defterinde geçmişteki üyeliğin var olmasına rağmen yeni deftere eski kaydın geçirilemeyeceğinin, il müdürlüğü yetkililerince mevzuat hükümleri uyarınca inceleme yapılması halinde bu tutanağın düzenlenemeyeceğinin ve bu şekilde davacının hizmet kazanarak emekli olamayacağının, netice olarak ... odası üyeliğinin sahte olduğunun bildirildiği, davacı hakkında “ Resmi Evrakta Sahtekarlık Suretiyle Kamu Kuruluşunu Dolandırmak ” suçundan yürütülen soruşturmada ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nca davacının üzerine atılı suçun 30.04.2007 tarihinde zamanaşımına uğradığı belirtilerek ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; davacının ... Odası"ndaki kaydına dayanılarak 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılıp sayılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; her ne kadar davacının, 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalılığını sağlayan ... Odasın"daki kaydının sahtecilik suretiyle oluşturulduğu iddiasıyla davacı, oda yöneticileri ve üyeleri hakkında ceza soruşturması yürütülmüş ve zamanaşımı nedeni ile ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de bu karar ile suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve davacının üzerine atılı suçu işleyip işlemediği hususu esastan sonuçlanmamıştır. 30.06.2004 tarihli soruşturma raporunda ise davacının
herhangi bir mesleki faaliyetinin olmadığı, bu nedenle 13.02.1973 – 10.09.1978 tarihleri arasındaki süreyi hizmet olarak kazanıp erken emekli olmak için oda yetkilileri ile birlikte hareket edip kendisini meslek odasına usulsüz olarak kaydettirdiği belirtilmiştir. Bu halde; mahkemece davacının berberlik faaliyetine ilişkin araştırma yapılmadan ve iptaline karar verilen dönemlerde berber olarak kendi nam ve hesabına çalışmasının bulunup bulunmadığı somut olarak ortaya konulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; davacının berberlik faaliyetini nerede gerçekleştirdiği, faaliyetin gerçekleştirildiği yerin başka bir kurum ya da kişiye ait olması halinde buranın kullanımına ilişkin yazılı belge bulunup bulunmadığı, faaliyetin gerçekleştirildiği yer ile ilgili davacı üzerine elektrik ve su faturalarının bulunup bulunmadığı, davacının berberlik faaliyetine ilişkin ustalık belgesi gibi özel ya da kamu kuruluşundan alınan bir belge bulunup bulunmadığı ve berberlik faaliyetinin ortaya konulmasına ilişkin hususlar öncelikle davacıdan sorularak, davacı beyanı da dikkate alınarak gerekiyorsa zabıta maarifetiyle ve ilgili kuruluşlardan da araştırma yapılarak oda kaydına itibar edilip edilmeyeceği maddi deliller ile ortaya konulduktan sonra değerlendirilip sonuca gidilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum"un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/02/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.